Avukat Yusuf Akın
TELEFOlaN İNSAN...
Yanındaki sehbada sessizce uyurken tüm ahali.
Bas tuşa, bak ortam nasıl olur cümbüş mahali.
Alem seyirlik, sanki bir arena eski romada.
Başını bir kaldır ekranda, sanırsın komada.
Büyük küçük düşmüş balık gibi gümüşi ağa.
Ne maraba geri kalıyor ne de kallavi ağa.
Bir elinde telefon bir elinde yazgılı hayat
İnsanlık tariflerinden geçilmiyor, beyin bayat.
Burdan alaskaya saniyede neşe ile bağlanır.
Bir dost yardım istese kırk dereden ağlanır.
Isırılmış samsun elmaları kibirle sokulur göze.
Nasihat ağacını diksen faydasız, yazıktır söze.
Saklı yüzler, saklı hayatlar bir gizli kasa.
Ödlekler için musadan aşırılmış, sihirli asa.
Telef oluyor tüm içtensi güzel duygular.
Yığınlaşan bir toplum için güçlü bir yular.
Yetim kaldı bir iskenderiye dolusu kitap.
Dilinde tüy bitti bilgelerin, düştüler bitap.
Her yer söz, resim, istatistik kaynıyor, yalan.
Aşk, sevgi, vicdan merhamet edildi talan.
İnsanlığın onbin yıldır eşreflice yazdığı yazı.
Aymazların elinde hoyratça tükendi, kaldı azı.
Dibi delik , çamur deryası kör bir kuyu.
Esarette tüm uygarlık, kezzap yemiş beş duyu.
Tüm insanlığın eline geçirilmiş kelepçe, kilitsiz.
Eriyor insanlık asit kuyusunda, sessiz sessiz.
Avuçlarının içinde hükmettiği bir dünya sanıyor.
Tadına varmamış daha özgürlüğün, aldanıyor.
Çık bir arşa, bak bir, kaç bin alem dönüyor.
Sen metal kuyudayken, kaç bin yıldız sönüyor.
Ay görse bu halini ışık vermekten utanır.
Güneş gündüz gözü devekuşu halini zor tanır.
Gömülmüş insanlık çölde, seni sanır yeşil vaha.
Kalmadı ariflere söz edecekleri küçük bir saha.
Hakikati kopardılar bizden, metal kasaplar yüze yüze.
Dosta sohbet yakışır der Alsancaklı Sokrates, yüz yüze.
Av.Yusuf AKIN/ 26.11.2020/ İzmir
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.