Sosyal medyada aktif olmamızı, kaliteli fotoğraflar çekmemizi, elektronik işlemlerimizi kolayca halletmemizi ve ulaşmamız gereken insanlarla rahatlıkla iletişim kurabilmemizi sağlayan akıllı telefonlar günümüzde yediden yetmişe herkes tarafından kullanılmaktadır. Bu telefonların iyi yanları olduğu gibi kötü yanları da olması bizi düşündürüyor ve insanlar kötü yanlarına yakalanmamak için ne yapacaklarını soruyor. Biz de diyoruz ki her işin kötü yanı vardır ama biz size bu kötü yanları nasıl azaltabileceğinizi anlatacağız. Sinir sistemimiz için büyük riskler barındıran minidalga radyasyonları içeren telefonlarımız, insan aklına en çok wifi ve bluetooth gibi bağlantı gerektiren kullanım durumlarında zarar veriyor. ‘Telefon da mı kullanmayacağız?’ demek yerine, sağlığınıza zarar verme potansiyelini azaltmak adına sağlıklı telefon kullanıcılarının dört alışkanlığına değineceğim.
İlk olarak, telefonları bedenlerinden ve özellikle kalplerinden olabildiğince uzak tutuyorlar. Telefon sinyalleri organlarımızın çalışmasını düzensizleştiriyor. İkinci olarak, Dünya Sağlık Örgütü’ne göre telefonlar B sınıfı kanserojen kabul edilmekte. Sağlıklı telefon kullanıcıları telefonu yüzlerine değdirmekten kaçınıyorlar. Beyin tümörü, tükürük bezi tümörü ve dudak kanseri riskini en aza indirmek için telefon görüşmelerini hoparlör veya kulaklıkla yapmakta fayda var. Böylece telefonla doğrudan temas olmuyor. Üçüncü olarak, mavi ışık filtresi kullanıyorlar. Bu maalesef telefonlarımızda çoğumuzun kullanmadığı hatta bilmediği bir özellik. Telefon ekranlarında kullanılan ve güneşi taklit eden mavi ışık, akşamları beynin kendini gün ortasında zannetmesine neden olarak melatonin hormonu salgılanmasını engeller ve biyolojik saatimizi bozarak uyku düzenini altüst eder. Neredeyse her telefonda olan mavi ışık filtresi sayesinde gündüzleri parlak, geceleri sıcak renkli ekranlarla göz ve uyku sağlığımıza tekrar kavuşmak mümkün. Dördüncü ve son olarak, telefonumuzu uyurken olabildiğince uzakta tutmak sağlıklı bir uyku için şart. Eğer erken saatte iş gibi sebeplerle alarmımızı kullanmamız ve uyanmamız gerekiyorsa telefonu uçak moduna alıp uyumak mantıklı. Böylece sinyaller kesilmiş olur ve alarmın çalması engellenmez.
İnsan iradeli bir yaratıktır. Teknolojiyle savaşmayacağız ama teknolojiye köle olacak kadar da basit bir ümmet değiliz. Telefon, çevremizle ilişkimizi zayıflatmasın, ilmi çalışmalarımızı engellemesin, hatta kolaylaştırsın. Elimizdekinin irademizi yok saymasına müsaade etmemeliyiz. Telefonu biz kullanalım, kendimizi ona kullandırmayalım.