Tuna Kiremitçi'den samimi itiraflar
Tuna Kiremitçi, Murat Fırat'ın sorularını yanıtladı, samimi itiraflarda bulundu
İlk albümü Denize Doğru ile müzik dünyasına "Merhaba" dedi. Müziğe mesafeli olduğu dönem yazdığı "Git Kendini Çok Sevdirmeden" romanıyla büyük yankı uyandırdı ve o yılın sürpriz edebiyat olaylarından biri kabul edildi. Edebiyat dünyasına zirveden giriş yapmış genç bir yazar olarak "Bazı şiirler bazı şarkılar - Yolda üç kişi - Selanikte sonbahar - Kendi Seven Ağlamaz" romanlarının dikkat çekmesiyle, başarısının tesadüf olmadığını edebiyat dünyasına kanıtlamış oldu.
İlk ve son uzun metrajlı filmi "Adını Sen Koy" ile yönetmen koltuğuna oturan sanatçının yönetmenliğe devam etmemesi, sinema severleri çok üzmüş olacak ki yeni calışmalarını merakla takip ettiklerini belirtmek isterim...
Kariyerinin 20. yılında düet proje albümleriyle kariyenin hala zirvesinde olduğunu, yıllar için çok iyi şarkılara imza atıp sanat dünyasında kalıcı dostluklarıyla sanatçılara ve dinleyicilere örnek olmuştur. O Tuna Kiremitçi!
Başarılı bir şarkıcı, yüreğinden kağıda dökülen sözlerin adamı! Edebiyat dünyasının vazgeçilmez yazarı ayrıca aşk erkeği ve mükemmel bir baba!... "İnsanlığın Öldüğünü Duydum" solo albümü ile müzik listelerinde hızla yükselişe geçen Kiremitçi, hakkında merak edilenleri, kariyeriyle ilgili planları ve hala devam eden projelerini bizlerle paylaşıyor. Sözü uzatmayalım, sözü Tuna Kiremitçi'ye bırakalım.
Sevenleriniz adına soruyorum: Işıklar sönüp evinize gittiğinizde nasıl bir Tuna Kiremitçi var?
Sakin ve kendi halinde… Genellikle Manu Chao ya da Fikret Kızılok dinlemekten, domates çorbasından, sevdikleriyle zaman geçirmekten, şu sıra Buket Uzuner okumaktan ve “Better Call Saul” dizisini izlemekten hoşlanan bir adam. Yeni şarkılar bestelemekten de geri kalmıyor bu arada tabii. Zaten genellikle evden çalışan birisiyim. Gitarım ve piyanom orada sonuçta.
“İnsanlığın Öldüğünü Duydum” adlı albümünün oluşum süreci nasıl oldu, kimlerle çalıştınız?
Şarkılarımı genellikle çok uzun sürelerde yazarım. Birinin tamamlanması ortalama 2-3 yıl sürer. Böyle böyle birikmiş yeterince şarkım olduğunu görünce artık bir solo albüm yapmam gerektiğine karar verdim. Pasaj Müzik’teki arkadaşlarım 3 EP halinde çıkarmamı teklif ettiler, bana uyar dedim. Sonra aranjörüm Efe Demiryoğuran ile beraber oturup kayıtlara başladık. Epey uğraştık ama sonuçtan memnunum.
Albümün adı neden “İnsanlığın Öldüğünü Duydum”? Gizli bir mesaj mı var?
Dünyanın haline baktıkça ben de herkes gibi soruyorum kendime “Acaba insanlık öldü mü?” diye. Aslında Eylül’de çıkacak olan dördüncü şarkımızdan bir dize. Daha iyisini bulamadığımdan albüm adı olarak onu seçtim. Yani diğer şarkılar çıktıkça albümün gizemi de yavaş yavaş çözülecek yani.
“İnsanlığın Öldüğünü Duydum” albümü hangi duygularımıza tercüman?
Umutsuzluk ve umut. Ben gerçek insanlığın henüz doğmamış olduğunu düşünüyorum mesela. Belki de gerçek insanlıkla daha tanışmadık. Gerçek insanlık dediğim şey bilmediğimiz bir gelecekte, henüz tanımadığımız bir anneden doğacak. Bizi tarih kitaplarında “İnsanlık Öncesi Dönem İnsanları” bölümlerine koyacaklar. Karamsar gibi görünmesine rağmen aslında içten içe bir şeyler umut eden bir şarkı diyebiliriz yani.
"18 yaşında seks bir sarışın değilseniz tavsiye ederim."
“İz Kalmadan” şarkısının klibi bize ne anlatıyor?
Konulu bir klip değil, müzisyen arkadaşlarımla beraber şarkımızı çalıp söylüyoruz ki bence en güzel klipler böyle kliplerdir. Hiçbir şey müziğin önüne geçmiyor. Müzikteki nüanslar görüntülerle destekleniyor. Eğer 18 yaşında seksi bir sarışın değilseniz tavsiye ederim, en iyi yol bu.
Geri dönüşlerden memnun musunuz?
Oldukça memnunuz, dijital platformlarda en çok dinlenen ikinci şarkım oldu kısa sürede. Birinci sıradaki “Birden Geldin Aklıma” artık klasikleştiği için onu geçebilir mi bilmem ama şu an bulunduğu yer de gayet güzel. Hele şu zor zamanlarda yayınlandığını da düşünecek olursak.
"Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları" albümleri nasıl doğdu?
Müzik hayatımın yirminci yılı olan 2016’de eski dostum ve Pasaj Müzik’in sahibi Murat Doğan sağ olsun böyle bir öneride bulundu. Sanırım beni onore etmek için. Eski ve yeni şarkılarımı sevdiğim kadın solistlerle düet olarak seslendirmemi önerdi. 2016 Haziran’ında eski arkadaşım Pamela ile söylediğimiz “Uçmak İstiyorsan” şarkısıyla yolculuk başladı ve tam üç yıl sürdü. Her ay yeni bir şarkı yayınladık. Müzik dünyasında daha önce görülmemiş bir olaydı.
"Kadın sanatçılara teklif götürdük"
İsimlere nasıl karar verdiniz?
Pasaj Müzik ile beraber karar verdik. Kişiliğine, çizgisine ve duruşuna hayran olduğumuz kadın sanatçılara teklif götürdük, onlar da sağ olsunlar kabul ettiler.
Bu isimleri bir araya getirmek için nasıl bir bütçe harcadınız?
Misafir solistlerimiz maddi hiçbir talepte bulunmadılar. Sadece standart stüdyo, kayıt ve prodüksiyon masraflarımız oldu. Hepsi de yapımcım Pasaj Müzik tarafından karşılandılar. "Tuna Kiremitçi ve Arkadaşları" albümlerinizde popüler şarkıcıları göremedim. Dikkatli bakarsanız albümde Yıldız Tilbe, Zara, Öykü Gürman, Tuvana Türkay, Gonca Vuslateri, Jehan Barbur gibi isimler gözünüze çarpabilir. Hepsi de pek çok dinleyicisi olan sanatçılardır. Güzel şarkıları var, tavsiye ederim.
Proje düet albümlerinde yer alan şarkıların hepsine klip çekilmiyor, klip çekilmeyen şarkı ve düet yapılan sanatçıya saygısızlık yapıldığını düşünüyorum. Şarkılarınızı kimler okudu?
Benim dışımda Müslüm Gürses, Haluk Levent, Ajda Pekkan, Demet Sağıroğlu gibi sanatçılar tarafından okunmuş bestelerim de var. Bazılarına klip çekildi, bazılarına çekilmedi. Her şarkıya klip çekilecek diye bir şart yok, iyi bir şarkı er ya da geç dinleyicisiyle buluşmayı başarır. 15-20 yıl sonra da dinlenebilecek şarkılar yazmaya çalışırım hep. Sabun köpüğü müziklerle pek işim yok. Ama iyi çekilmiş kliplerden de hoşlanıyorum. Gaye Su Akyol’un “İstikrarlı Hayal Hakikattir” klibi gibi mesela.
Ahtapot gibi adamsın! Sanatın her alanında bir kolun var ve başarılısın… Tuna Kiremitçi’nin başarısının sırrı nedir?
18 yaşındayken gitar çalan şair çocuktum. Aslında bakarsan bugün de gitar çalan şair çocuğum. Sadece aradan geçen yıllarda meraktan ya da mecburiyetten başka boyalara da girip çıktığım oldu. Sanatı karşılıklı ilişkiler içinde bir bütün olarak düşünmeyi seviyorum. Yazar, sinemacı, çizer arkadaşlarım da bana çok ilham veriyor. Ama kendimi ifade ettiğim asıl mecra müzik. Beyoğlu’nda büyüdüğüm yıllardan beri böyle. O zamanlar Beyoğlu böyleydi. Taksim’den Tünel’e bir kez yürüsen sanat eğitimi almış gibi olurdun.
"Torunumun, torunu kansere çare bulacaktır."
Baba olmak nasıl bir duygu?
Harika bir duygu. İnsan bu sayede dünyayı ve kendisini yeniden keşfediyor.
Dünya bu kadar kötüyken, çocuk sahibi olmaktan korkmadın mı?
Ebeveyn olmak yeni yeni endişeler edinmek demek haklısın. Ama dediğim gibi, umutsuz da yaşanmıyor. Belki torunumun torunu kansere çare bulacaktır ya da dünyaya barış getirecektir kim bilir? Dünyanın geçmişi de şimdikinden daha iyi değildi ona bakarsan. Yani kaybettiğimiz bir cennet yok ortada. Biz başarabildiğimize göre onlar da başarabilirler.
"Tuna Kiremitçi'nin eşcinsellere mesajı var."
Sizce ülkemizde evlilik eşitliği "eşcinsel evlilik" hakkı verilmeli mi?
Eğer evliliğin illa iyi bir şey olduğuna eminsek verilmeli tabii. Şaka bir yana evet, bunun kanuni bir hak olması gerektiğini düşünüyorum.
LGBTİ+ bireylere bir mesajınız var mı?
Türkiye cinsellik ve cinsel yönelimler konusunda genellikle ikiyüzlü bir ülke. “Osmanlı torunu” olmak süper maço bir şey sayılır mesela ama baksan Divan şiirleri genellikle erkek sevgililere, erkek şairler tarafından yazılmıştır. Nedense hiç sözü edilmez. Böyle bir coğrafyada cinsel yönelimini özgürce ve gururla yaşamayı seçenlere saygılarımı sunarım.
Çocuğunuzun eşcinsel olduğunu öğrenseniz tepkiniz nasıl olurdu?
Şaşırmazdım desem yalan olur; ama sonuçta vereceğim tavsiye sanırım şu an verdiklerimle yine aynı olurdu: “Hayatına alacağın insanları dikkatli seç, hiçbir şeyin özsaygını zedelemesine izin verme ve İsveç’te falan yaşamadığını unutma.”
Gelecek ile ilgili projelerin neler?
Sağlığım ve ömrüm elverdiğince yeni şarkılar yaparak insanların hayatlarına dokunabilmek. Onlara duygu ve düşüncelerinde yalnız olmadıklarını hissettirmek. Hayatlarını güzelleştirecek bir fark yaratmak. Planım bundan ibaret. Sanat da zaten bunun için var.
Bu son sorum. Sevgili okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Son sözüm her zaman aynıdır benim: En sağlam direniş, kalbi temiz tutmaktır.
90’lar tadında sorular…
Yaş-Boy-Kilo: 47-1.85-90
Burcu: Balık
Ayakkabı numarası: 44
Göz rengi: Yeşil
Saç rengi: Kumral
Arabası: WV Golf
Kullandığı parfüm: Mood Black
Sevdiği renk: Koyu mor
Sevdiği yemek: Rakı-balık
En sevdiği tatil yeri: Barcelona ve Foça
En sevdiği sanatçılar: ManuChao, Bob Marley, Bülent Ortaçgil, Fikret Kızılok, Suzanne Vega
İlk ve son hit parçası: Yine Sevebilirim – Birden Geldin Aklıma
İdeal tipi: İnce yapılı kişiler
Tuttuğunuz takım: Eskişehirspor
Ne tür müzik dinlersiniz: Her türün iyilerini dinlerim, işim bu sonuçta
En sevdiğiniz şarkı ve nedeni: “California Dreaming” bana müziği sevdiren şarkıdır
Yaptığınız en büyük çılgınlık: Evlenmek
Sevdiğiniz için neleri göze alırsınız: Akşam trafiğinde arabayla Mecidiyeköy’e girmeyi
Sizi sevenin sizin için neler yapması hoşunuza gider: Sakin bir yere birkaç günlük de olsa baş başa yolculuk ayarlaması
Şu an ruhunun olmak istediği yer: Barcelona
İzlemekten keyif aldığın TV programları neler: Polisiye dizi ve filmler genellikle
Hayatta en çok kıymet verdiğin insan: Çocuklarım
Hayvan besliyor musunuz: Çocuklarımın besledikleri hayvanlara bazen ben de bakıyorum
Aşk her şeyi affeder mi: Affederse herkesin hayrına olur
Benzetildiğiniz biri var mı: Ergenliğimde Michael J. Fox’a benzetenler çıkardı
Fobilerin – Hobilerin: Yükseklikten korkarım. Arada roman ve hikâye yazmak gibi de bir hobim var
En büyük hayaliniz: Çocuklarımla beraber bir gün dünyayı dolaşmak
Beğendiğiniz ve Beğenmediğiniz huyunuz: Sabırsızlığım bazen canımı sıkıyor. Kriz anlarında sakin kalabilmemse hoşuma gidiyor
Sizi en mutlu eden iltifat hangisi: Birisi yanımda kendisini iyi hissettiğini söylerse bu en büyük iltifattır
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.