İzmir’de sahte içki olaylarından kaynaklanan ölüm sayısı 8’e ulaştı ve birçok kişi de sahte içki rahatsızlığından dolayı hastanelerde tedavi altında.

Alkol alma alışkanlığı içinde olanların, maddi anlamda çare olarak gördükleri ucuz içkinin hayatlarına kast ettiğini görmemeleri de sanırım alkole olan bağımlılığın etkisi.

Bana bir şey olmaz mantığıyla hareket eden bu insanların, kime, nasıl güvenerek bu sahte içkileri aldıklarını doğrusu anlamakta mümkün değil.

Ucuz etin yahnisi dahi olmadığı bir düzlemde, ucuz fiyatla alkol almaya çalışmak, direk intihar etme sebebidir.

Kimse bu ölümlerden, kimseyi suçlayamaz.

Sahte içki üretmek yasalara göre suç.

Türk Ceza Kanunu’nda karşılığı var.

Ancak, sahte içkiyi ürütenin satacağı kişinin var olması başlı başına olayın nedeni.

Bu sahtekârlar, satacak yer bulmasalar, kafalarına göre, kimyasal oranlara göre sahte içki hazırlama işine girerler mi?

Hadi girdiler, bu kişiler, ne kadar oranda tutturursak, vatandaşa o kadar iyi oranda sahte içki veririz kaygısız içinde olabilir mi?

Alır elinden 50 TL, 100 TL.

Verir eline, bir şişe, bir bidon sahte içkiyi.

‘İç gör, son görüşün olursa öl’ derler.

Alkol almanın bağımlılık derecesinden olanı, uzun vadede değil, kısa vadede zaten zararlı?

Alkolün etkisiyle ne cinayet işleyen ‘Pişmanım’ diyenler duydum, alkolün etkisiyle ‘Ne yaptığımı hatırlamıyorum’ diyen isyan edenler gördüm.

Alkolün etkisiyle ‘Boşanma istiyorum’ diyerek ne dağılan aileler gördüm, alkolün etkisiyle, ‘Her şeyi tükettim’ diyen ne zenginler gördüm.

Aslı bile, insana ve çevresine bu kadar zararlı iken, şimdi bir de sahtesinin mücadelesini vermek zorunda kalıyoruz.

Kimsenin ‘Bırakın üretsinler, bırakın içsinler, bırakın ölsünler’ demeye hakkı yok.

Üretilmemesi için, içilmemesi için, ölmemeleri için her platformda sahte içkiyle mücadele etmek gerekiyor.

Yoksa bir gün gelir, kısa yoldan para kazanmak hırsındaki bu çeteler, ucuz etten yapılmış yahniye de yedirirler.