Kan kardeşlik, karın kardeşlik, dostluk, can dostluk, kankalık vs birçok insanların birbirine yakınlık derecesini gösteren kelimeler duydum da, ilk defa Üniversite Akrabalığı kelimesine şahit oldum.

İzmir Katip Çelebi Üniversitesi’nde 27 kişinin aynı ailenden olması, birbirleriyle akraba olması sanırım küçük bir tesadüf olmasa gerek.

Üniversite Rektörü Saffet Köse’nin Yüksek Öğretim Kurumu’na gönderdiği cevapta zaten bunun bir tesadüf olmadığını gösteriyor.

Rektör Köse, yazılı cevabında, üniversitenin akademik kadrosunda yer alan 27 kişinin akraba olduğunu YÖK’e bildiriyor.

Aynı aileden olanların, aynı işi yapması gayet doğal.

Aynı aileden olanların, aynı okulda okumaları da gayet doğal.

Ama aynı aileden olanların, aynı üniversitenin akademik kadrolarında kendisine iş bulması doğal mı düşünmek lazım!

Üniversite bu, önce kadro açar, sonra kadroya alacağı akademisyenin yetkinliğini, etkinliğini yazar, sonra da sınava tabi tutar.

Hem yazılı, hem de sözlü.

Yazılı zor geçer, sözlüsünü zaten kim geçer onu sözü söyleyen bilir.

Milyonlarca öğrencinin, üniversite bitirdikten sonra bir okuma ve okutmak alışkanlığı olsa gerek, dışarıda kamu da veya özel de bir iş imkanı bulamadığında, bulsa da imkanların çok zor olduğunu anladığında aklına gelen tek adres üniversite de, okulda kalabilmek, akademisyen olabilmek.

Her üniversitelinin hayali yani!

İşte bu kadar hayal eden milyonlar varken, hayalinizin içine bile giremeyecek şekilde aynı aileden, sülaleden 27 kişinin Katip Çelebi Üniversitesi’ne akademisyen kadrolarına alınması, hayal bile edilemeyecek kadar büyük bir şey.

Peki, ortada da bir haksızlık var mı asla!

Peki, ortada bir adaletsizlik var mı asla!

Peki, olan şey doğrumu ASLA!