Bazen herşeyden bıkarsınız, okuldan, evden, işten, hayattan. Herşey üstüste gelir, ya da siz öyle hissedersiniz. Şanssız olduğunuza inanırsınız, off şu filmlerde oynayanlar, ya da magazinlerde izlediklerimiz ne kadar şanslı, hayatlara bak yaa dersiniz.  Kimseyi görmek istemezsiniz, zaten görmeye değer kim var ki? 

Yapmak istediğiniz onca şey vardır ama bir türlü başlayamıyorsunuz. Ya da görmek istediğiniz yerler. Bazen cesaretiniz yoktur, cesaretiniz olur, paranız olmaz. Ya da eyleme dökemeyecek kadar tembelsinizdir.

Yenilikler istersiniz hayattan, değişim istersiniz. Siz kalkıp yürüyeceğinize, size gelsin istersiniz. Filmlerdeki gibi büyülü aşklar istersiniz, oysa o aşkı ortaya çıkaran oradaki karakterlerin kendileridir.

Ne yaparsan yap, emek harcaman gerekir, sadece sen yetmez, karşılıklı harcamak gerekir ki, hiç kimse uğrunda emek harcadığı bir varlığın yok olmasını istemez. 

Düşünsene bir nar fidesi aldın, diktin, suladın, budadın, gerekti ilaçladın. Emek verdin, zaman ayırdın, sevdin ağacını. Sabrettin bir sene. O da sana hayatındaki en güzel narları verdi. Benim narım dedin yerken, suyunu keyifle içtin. Mutlu oldun.

Bir de şunu düşün. Ağacı diktin ama onunla hiç uğraşmadın. Ona bakmadın, ilgilenmedin, narlarını böcekler sarmış. Ağaç yavaş yavaş ölüyor. Kesip atıyorsun, fidesinde hayır yoktu zaten diye. Gider manavdan pazardan alır, yerim diyorsun. Olmadı hazır suyu da var. Aylarca uğraşmam, sabretmem, emek harcamam gerekmiyor.

İşte çoğumuz bu hataya düşüyoruz sanırım. Kolay ilişkiler istiyoruz, başlangıçlar nasıl olursa olsun, sevgileri harcıyoruz, düzeltmek yerine kesip atıyoruz. Çünkü bu, hep en kolayı ve biz kolayı seviyoruz. Ve sahip olduğumuz değerlerin kıymetini bilmiyoruz.

Piyano çalmak istiyorum ama...ee öğren o zaman.

Keşke salsa yapabilsem....ee dene o zaman.

Lezzetli yemekler yapamıyorum ki...ee izle, araştır o zaman.

Yurtdışına çıkabilsem keşke...ee hadi o zaman.

Birşeylerin değişmesini bekleyerek, hayatınızı değiştiremezsiniz. Hiçbirşey için geç değildir ama geç değildir demek için de niyet, harekete geçmek, emek ve kararlılık lazım. Habire durumunuzdan şikayetçi olup, kendinizi değiştirmemek size yerinizde saymaktan başka birşey kazandırmaz. Hatta günden güne daha agresif ve karamsar olursunuz.

Hayat sizindir. Onu istediğiniz şekle sokabilirsiniz. İster çabalayarak kendi cennetinizi kendiniz yaratırsınız. İster şikayetçi olarak ya da başka hayatlara imrenerek, kendinizi karanlık kafeslere hapsedersiniz.

Unutmayın sadece bir hayatımız var ve zaman, dinlenmeden uçup gidiyor.