Ali EYCE
VİRÜS REKORCUSU İZMİR TEBRİKLER!
Yaz geldi dedik, denize gittik.
Havalar ısındı dedik, mangala, pikniğe gittik.
Canımız istedi dedik, düğüne, cenazeye gittik.
Zamanı geldi dedik, sılaya, memlekete gittik.
Maskeyi kolumuza aksesuar olarak taktık, mesafeyi gözümüzle milimetre ölçtük, dezenfeksiyonu ise cildimizi tahriş edecek diye sabah, akşam bir kere yapar olduk.
Ağustos ayının ortasında İzmir’de korona virüsü rekorunu kırdık.
Önceki gün Türkiye’de 1400’lü vaka sayısının sadece 400’ün üzerindekini İzmir’den çıkarmayı başardık.
Hastaneler test yaptıranlarla doldu.
Eczaneler ilaçları alanlarla doldu.
Evler, karantinaya alanlarla doldu.
Gerçi sizler de haklısınız, bile bile mi yaptınız bu rekoru.
Bilmeden yaptınız.
Tıpkı Korona Virüsünün bilmeden insanlara gelmesi gibi.
Yoksa o virüscük, hasta edeceğini bilse, hatta ölümlere neden olacağını bilse bulaşır mı?
Çok bilmek bazen insana en çok zarar veren şeydir.
Kendine çok güvenmek gibi.
Ha bu arada bazı ileri zekalılar da, alkol alınca virüs bulaşmıyor hikayesi üretmeye başlamışlar.
Alkolün mikrobu öldürme etkisini bilimsel bir gerçekmiş gibi sunup, sabah akşam insanları içmeye yönlendiriyorlarmış.
Be ileri zekalılar, alkolün mikrobu öldürme etkisi insanın hastalığına dair bir gerçeklik olsaydı, kanser hastası, verem hastası vs. hastasını hastaneye değil, meyhaneye gönderirlerdi.
Virüsten korkunuz için, ölümden korktuğunuz için içtiğinizi aynanın karşısında kendi kendinize itiraf ediyorsunuz ya, o aynanın karşısındaki kendinize, sarhoşta olsam maske, mesafe ve temizliğime dikkat etmem gerekiyor diye de tembihte bulunmayı ihmal etmeyin.
Bu arada son cümlem, okullar ne zaman açılır, kahvelerde ne zaman oyun oynanır, gönlümüzce sabaha kadar ne zaman eğleniriz, kol kola girer halay çekeriz, sarmaş dolaş olup konuşuruz diyenlere gelsin.
Ne zaman kurallara uyar, virüsün yenilmesine destek olursunuz, o zaman!
Virüs rekoru kırarak değil!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.