‘Teyze nereye gidiyorsun?’ 

‘Ekmek almaya’
‘Yakınında ekmek satan yer yok mu?’

‘Var ama buranın ekmeği daha güzel’

…

‘Yolculuk nereye?’

‘Cenazeye’

‘Ölen yakınınız mı?’

‘Teyzemin torunun eşi’

…

‘Neden sokaktasınız gençler?’

‘Canımız sıkıldı evimiz de şurası’

Bu diyaloglar bugün İçişleri Bakanlığı’nın yayınladığı genelgeyle bitti.

Artık tüm Türkiye’de özellikle kısıtlama saatlerinde ‘Yoğunlaştırılmış Dinamik Denetim’ dönemi başladı.

Kurallar uyamayana ceza ise en hafifinden 3 bin TL.

Param çok, sağlığı ise boş ver diyorsanız, ‘Yoğunlaştırılmış Dinamik Denetim’ sizi bekliyor.

Günlük vaka sayısı 50 binlerin altına düşmeyince başka da çaresi kalmadı maalesef.

Virüs bizden daha hızlı şekilde geziniyor ve hasta ediyor.

‘Böyle de sert denetim mi olur, ne yapacağız, evden kafamızı da çıkaramayacak mıyız, zaten psikolojimiz,  ekonomimiz kötü’ diyenleri duyan gibiyim.

Valla vaka sayısı 100 binleri bulsun asıl denetimi o zaman görürsünüz.

O denetimin adını da şimdiden ben koyayım ‘SIKIYÖNETİM DENETİMİ’

Her insan, her toplum layık olduğu şekilde yönetilir dedikleri tam olarak bu.

Sen basit kurala uymaz, basit tedbirleri dinlemez, insanların, toplumun sağlığını tehlikeye atmaya devam edersen,  kusura bakma hiç kimse de, akşamları oturup, vaka sayısı, ölüm sayısını borsa endeksi izler gibi izlemene izin vermez.

Can bu!