Yağmur mu can aldı?

Dün yağan yağmura İzmir'de yaşayan ve kaç gündür sıcaklardan, nemden bunalan 6 milyon kişi çok ama çok sevindi.

Yağmura hazırlıksız yakalananların sokaktaki o halleri o kadar güzeldi ki, ıslanmak için, daha çok ıslanmak için yağmurun altında duranların, yürüyenlerin ve sokaklarda banyo yapıyor gibi yağmurun üstünden akmasıyla mutlu olanların hallerine tanık olduk.

Tam da öğlen saatleri, havanın en sıcak olduğu saatlerdi.

Yağmurun yağması, herkese psikolojik olarak iyi geldi.

Ancak ilerleyen saatlerde yağmurun iyi gelmesinin üzerine koca bir matem düştü.

İzmir'in en işlek merkezi olan Alsancak'ta, İzmir'e gelenlerin mutlaka uğradığı yer olan Alsancak'ta iki genç insan hayatını kaybetti.

Yağmurdan veya yağmurun çokluğundan değil.

Yağan yağmurla birlikte kaçak elektrik olayının ortaya çıkması ve yere düşen yağmur damlalarının elektrik yüklü hale gelmesinden.

23 yaşındaki kız suyun içinde elektrik akımına kapılıp hayatta kalma mücadelesi verirken, 43 yaşında ona yardım etmek isteyen adamın aynı akıma kapılmasıyla iki insanın kaderi aynı oldu.

İzmir'de yağan yağmurun keyfi, akşam saatlerinde bütün şehrin insanlarının hüznü oldu.

Alsancak gibi, alt yapısı en üst seviyede olan, olması gereken bir yerde insanların hayatına mal olan bu durum hiç de kadercilik taşıyacak bir durum değildi.

Kader insanın elinde olmayan şeyler için kullanılır.

Yağan yağmur ne kadar doğal kader ise, orada elektrik kaçağı olması, suya elektrik yüklenmesi ve yağmurlu yolda yürüyen iki genç insanın hayatına mal olması ihmalkarlık, dikkatsizlik ve tedbirsizlikten başka bir şey olamaz.

6 milyondan her birimiz orada olabilirdik.

6 milyondan her birimiz orada o akıma kapılıp ölebilirdik.

6 milyondan her birimiz 'Ne güzel yağıyor yağmur' diye sevinirken, son nefesimizi veriyor olabilirdik.

Alsancak'ta bazı denetimlerin daha etkin şekilde yapılması gerektiğini gösteren çok acı olay.

Ölen genç kardeşlerimize Allah'tan rahmet diliyoruz ama başkalarının ölmemesi için de çalışmalar yapmak zorundayız.

Dondurmacılar, alkol satıcıları, gazlı içecek satıcıları başta olmak üzere.

İçerisi 10 metrekare olan dükkanların, elektrikle çalışan soğuk dolaplarını sokaklara, kaldırımların üstüne koymaya hakları olmadığı gibi, olamaz da.

Kimseyi suçlamıyor veya hedef göstermiyorum ama elektrikli çalışan bu koca dolapların sokaklarda, kaldırımların üstünde durması herkes için, her zaman büyük risk yaratır, yaratabilir.

İki genç insanın hayatını kaybettiği yerde duran koca koca elektrikli dolaplardan elektrik kaçağı olmadığını, oradan elektrik gelmediğini düşünmemek ne mümkün.

Dolapların elektrik güvenliğini istediği kadar içine koyun, o dolaplara elektriği kaldırımdan veya sokaktan almadığınıza göre, o elektriği oraya taşıyan sistemin güvenliğinden hiç bahsedemezsiniz.

Birileri daha fazla kanacak düşüncesiyle kimse kimsenin hayatını riske atamaz, atmaya da hakkı yok.

Bugün Alsancak'ta, yarın başka bir şehirde, başka yerde!

Sokakların, kaldırımların güvenliğini sağlamak yetkili herkesin sorumluluğunda.

Sokak hayvanları sokaklarda tehlike saçsa da yaşaması için yapılan mücadelenin, insanların hayatı için de yapılması zorunlu.

Yağmurun can aldığını düşünenlere ayrıca selam olsun.

Vesselam!

aw245842-04.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.