Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

Yasaklı

Yeni açılan büyükşehir hayvan hastanesini gezerken, kocaman padokları dolaştım.

Yan yana upuzun padoklarda, tel kafeslerle ayrılmış bölmelerde sahiplenilmeyi bekleyen köpekler.

İyi kötü bir gün oradan kurtulma ihtimalleri var.

Birisi çıkacak, elini uzatıp haydi gel diyecek ve gidecek.

Soğuk taş beton yataktan kalkıp, sıcak bir eve, sıcak bir yatağa gidecek. Soğuktan, yağmurdan korkmadan yaşayacak.

Sabah çıkıp özgürce gezecek. Koşup oynayacak. Arkadaşları olacak muhtemelen. Sosyalleşecek.

Yolda gördüğü başka insanlar yaklaşıp onun başını sevecek.

Göbek açacak, miskinlik yapacak. Hak ettiği hayatı yaşayacak.

Onların bir şansı var.

İlerde başka padoklar var. Upuzun, yan yana kafesli padoklar.

Onların kapısı hiç açılmayacak. Oradaki köpekler ne kadar güzel, akıllı, sosyal, sevgi dolu olursa olsunlar, asla çıkış biletleri yok. Ömür boyu hapis kalacaklar.

Onların sıcak bir yatakları olmayacak. Sabah yürüyüşü yapmayacaklar, kimseyle karşılaşıp kendilerini sevdiremeyecekler. Sosyalleşip arkadaşlarıyla oyun oynamayı hiç bilmeyecekler. Yürümedikleri için erkenden yitirecekler birçok organlarını.

Onların yarınları yok.

Çünkü onları birileri yasakladı. Onlara yasaklı deniyor.

Doğmuş olduğu için cezalı onlar. Bir hücrede yapayalnız bir hayat yaşayıp delirerek ölecekler.

Peki böyle mi olmalıydı? Üretenin, yanlış bakanın cezasını onlar mı çekmeliydi?

Ne yapılabilirdi?

Belediyenin eline düştüğü anda ömürlük hapis cezası almak yerine ne olabilirdi?

Sahiplenmeyi yasaklamak yerine, daha esnek kurallar koyulabilirdi mesela.

Sahiplenebilirsin, ancak tüm sorumluluk sana ait, ömür boyu senin sorumluluğunda denilerek zimmetli sahiplendirme yapılabilirdi.

Mesela, çok mu korkuyorsunuz zarar vermesinden, o zaman bu ırka özel sahibine kilitlenen tasma yapılabilirdi. Sokakta ancak bu tasma ile gezdirme şartı olurdu. Evden çıkıp dönene kadar köpek sana kilitleniyor. Serbest mi bıraktın, yüz bin lira ceza diyeceksin. Bak serbest bırakıyor mu.

Yetmedi mi?

Elektronik kelepçe şartı koy. Kelepçeyi sahibine bağla.

Sokaktayken ayrı sinyal verirse kes cezayı.

Bunlar aklıma gelen basit çözümler. Niyetiniz olsun, çareler üretir, seçenekleri çoğaltırız.

Yapamaz mıyız sizce? Çok mu zor?

Adam öldürmüş katil beş sene sonra iyi halden çıkıyor, suç işlememiş köpek, ya suç işlerse diye ömür boyu kilit.

Mantıksız ve ilkel.

Biz ilkel miyiz?

Çözümler üretmek zorundayız. Oldu bitti, karar verildi deyip, hiç günahsız pamuk gibi köpekleri delirtmenin ne gereği var.

Yaşamak haktır. Doğmuş her canlının yaşamaya hakkı vardır. Sırf öldürmüyorsunuz diye, bir kafeste ömür boyu yalnızlığa mahkum etmek yaşatmak mı sizce?

Mantık insanıyım ben, mantığın kaybolduğu yerde ben de kayboluyorum. Bu olayda mantık yok.

Bir köpeğin sebepsizce bir kafese kapatılıp deliliğe mahkum edilesinde mantık bulamıyorum.

Düşündükçe ben de onlarla birlikte deliriyorum.

Bir şey yapmak istiyorum. Aklınıza gelen önerileri paylaşın, bir yol bulalım.

Her şey bitti zannetmeyin. Kararlar, kurallar değişir.

Var mısınız yeniden başlamaya?

Önceki ve Sonraki Yazılar