Dr. Taner Akman
YAŞAM İLE ÖLÜM ARASINDAKİ ÇİZGİ
Az önce başımdan geçen olayı sizlerle paylaşmak istedim.
Öğlen oldu arkadaş dedi gel şurada tavuk döner yiyelim.Tamam dedim gittik.Ben beğenmedim dedim şu ileride mandıracının önünde çevirme tavuk görmüştüm oradan yarım tavuk alayım geleyim ben dedim ve arkadaşı bırakıp 100 metre ileride mandıra yazan dükkana girdim.Yarım tavuk istedim adam yarım vermiyorum dedi.Çıkıp gidecektim ama sanırım melekler dürttü neden yarım vermiyorsun dedim.O da kalan yarısı elimde kalıyor dedi.Makul bir cevaptı fazla uzatmadım çıktım.Çıkar çıkmaz mandıranın olduğu apartmanın 5.katından 90-100 kilo arası adam yarım metre önüme ayaklarımın dibine düştü.(melekler dürtüp o soruyu sormasaydım adam tam da tepeme dúşmüş olacaktı. (Benjamin Button'un tuhaf hikayesi filmindeki kader sahnesi gibi bir durum) ve muhtemelen o da ben de aynı anda ölecektik.(Ya da arkadaşla tavuk döner yemiş olsam olayı görmeyecektim bile ve adama müdahale eden de olmayacaktı o da ayri bir melek dürtmesi...)
Acil servis doktoruyum.Düşen adama ilk müdahaleyi haliyle ben yaptım öncelikle hava yolunu açıp yan dükkandaki eczanenin acil çantasını istettim.Gelen çantada airway ambu hatta endotrakeal tüp bile vardı.Şansına arabayla yoldan geçen bir hemşire de yardima geldi birlikte çalıştık.Ambulans geldiğinde solunum dolaşım stabil damar yolu açık kanama minimize şekilde teslim ettik..
Yaşamla ölüm arasındaki çizgi işte bu kadar ince...
İşin daha ilginci de şu ki düşen 40 yaşlarındaki adam meğerse bana az önce yarım tavuk vermeyen mandıracının oğluymuşşş... Mandıracı ambulansla beraber hastaneye gitti.Aman yeter ki oğlu kurtulsun biz aç da kalsak raziyiz.
Şu an şoklardayım.
Bugün varsak yarın belki yokuz hatta 5 dakika sonra ne olacağımız bile belli değil o nedenle yaşadığınız anın ve sevdiklerinizin kıymetini bilin...
Dr.Taner Akman
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.