Hiç  soruyormusunuz  kendinize,  ne arıyorum ne istiyorum neyin peşindeyim.Yoksa bir boşvermişlik içindemisiniz .

Yıllarca etrafımda çok olmadığı gibi davranan, çok öyleymiş gibi yaşayan insanlar vardı ve baktım ki öyle  oldular.İşin kuralı mış gibi olmakla başlıyor sanırım.

Bu bir hissediş,hayal ediş ve varış aslında...

Daha star olmadan hep star gibi davranan öyle giyinen bir arkadaşım vardı.Hatırlıyorum sene 1999  2000 ama o hep elindeki son para  ile o dönem en popüler diye diesel gömlek alan , en lüks cafede oturan ve  sahnesinde müzisyen arkadaşları dahil star olmuş edası ile planlar yapan biriydi. Ve oldu , aslında kafasında hep yaşadığı varettiği hayata kısa bir dönem sonra sahip oldu.Şans var mı var tabi ama o şansı kişinin kendi bilinçli yaptığı adımlar ,çaldığı doğru kapılar belirliyor.

Bugün özellikle ona odaklandım onu düşündüm .Hayaller kuran biriydi , ama en önemlisi kendine inanan biriydi. Kendini olması gerektigi gibi programlıyordu aslında..

Benim biraz evvel bahsettiğim boşvermişlik yoktu.Onun her adımı bilinçli programlı ve düşünerek atılmış adımlardı.

Sanırım işte hayatımızda şu yaşam koçu ilişki koçu , ruh koçu gibi kavramların bu kadar çok çoğalmasına da kendine çok inanmayan hayatlarını hedeflerini tam net belirleyemeyen herkes sebep oldu.

Esas sorun şu,  hayal etmeyi bilmiyoruz..

Kendimize inanmıyoruz..Aslında kendimizi tam tanımıyoruz.Çok erken  yaşlarda başlaması gereken bir süreç aslında bu ..Okul yıllarındaki o bilinçsizlik yerine aslında, sınıftaki her çocuğun ideallerini  paylaştığı gerçekten mutlu oldugu anları alanları bilinçli bir şekilde keşfetmesine  sebep olacak bir yol göstericisi olması o kadar önemli ki..

Anne baba hep kendi çerçevelerinde ve bilgilerinde yönlendiriyorlar çocukları oysa dışarda hızlı bir hayat değişen koşullar ve farklı meslekler var. Bu arada kişinin kendini tanıması farketmesi de çok önemli.Bir ara gençler ailesi icin popüler olan mesleklere baskıcı bir şekilde  yada  ünlü olma hevesi ile ya popçu ya topçu olmak gibi isteklerle yola çıkıyorlardı.

Olmaz diye bir şey yok ama kişi o mu o hedefte mutlu olacak mı, gerçekten istediği o mu bunlar hep önemli

Bunlar doğru planlanmadığı için çok mutsuz  depresyonda sayısız insan var.

Aslında  kural basit ama yine de  yönlendirilmek gerekebiliyor.

İşte yaşam koçları bu dönemde devreye girdi hayatımıza.. 

Seanslar sonunda doğru uygulayıcı olanlar icin sonuçlar  güzel .Doğru hedeflere atılan doğru adımlar, çalınan doğru kapılar, birlikte yürünecek doğru insanlar vsvs

Ama geçtiğimiz günlerde Kürşat Başar,ın bir anlık komik ifadesini sevgili Zeynep Talu  espri olarak  paylaşmıştı aslında yaşam keçisi yetiştiricez diye .Aslında  bu espride bir gerçek  payı var.

Hayatınıza birileri doğru olarak planlamalar  yapabilir, ama her şey sizde

Siz kendinize inanacak hedeflerinizi.netlestirecek o  planlar dahilinde hayatı yaşayacaksınız.İnatçı olacaksınız yılmayacaksınız zorlu tepelere zorlu yamaçlara anca böyle tırmanılır.Yaşam koçları var elbet  ama hedefler için sizlerde iyi birer yaşam keçisi olmanız gerektigini unutmamalısınız..Ayrıca yaşam keçisi olmak yaşam koyunu olmaktan her zaman iyidir unutmayın..