Selcan Öztürk
21. yüzyıl Nazizmi!
Son birkaç yıl içinde, Çin’in batısındaki Sincan Uygur Özerk bölgesinde ,yüksek güvenlikli çok sayıda tesis inşa edildi. Bu tesislerde, yüksek duvarlarla çevrili,dikenli telle kaplı (10 bin Volt gücündeki elektrikli teller) ve gözetleme kuleleri var ama dikkatinizi çekmek isterim ki “eğitim merkezi” adı altında kurumsal bir yermiş gibi iş görüyor.
Çin’in dünyaya göstermek istediği; ”Mutlu Müslümanlar ” imajını, tarihe dönüp baktığımızda 2. Dünya savaşında Alman nazizminin yahudilere yaptığı işkencelerde görmek mümkün. İşkenceleri reddedip reklam içerikli görüntülerle, onlarda “ Mutlu Yahudiler” olarak toplama kamplarının güzelliklerini barındıran belgeleri yayınlanmıştı ve insani şartlarını göstermişti.
Sincan bölgesinde olan bu kamplar, çizgili pijamalardan yerini üniformalara bırakmış bir modernizm gibi duruyor. 21. Yüzyılda bu politika hala uygulanabiliyorsa ve BBC gibi dev televizyon şirketlerinin yayınına rağmen hala ses çıkarılmıyorsa Birleşmiş Milletler İnsan Hakları, Hitler’den nefret etmemeli.
Bu sistemde uygulanan eğitim için suç bile işlememiş Uygur Türklerinin hapishane gibi bir ortamda meslek eğitiminde olduğunu, kafalarındaki aşırı düşünceleri değiştirmeye çalıştıklarını söyleyen eğitimciler ise asimile etmeye çalıştıkları Uygur Türklerini söz gelimi meslek sahibi yaptıklarını ve mezun ettiklerini belirtiyorlar. Ancak, eğitim sonunda bir mezun veya bir mezuniyet töreni var gibi durmuyor. Din ve kültürel aidiyetin yeri, yeni bir tür bağlılıkla değiştiriliyor.
Bir de Sincan Dış İlişkiler sorumlusu Zhang Zhisheng, bu kamplarda tutulan Uygur Türkleri için açıklamasında “Bazı insanlar,cinayet işlemeden dahi, katil olabilecekleri potansiyelini gösterirler. Sizce suç işlemelerini beklemeli miyiz ? Yoksa bunu olmadan engellemeli miyiz ?” diyor.
Bu açıklamaya karşılık,10 bin Voltluk tellerde neyin nesi diye sorası geliyor insanın. Üstelik kendi tarihinde işkenceleriyle ünlü çinlilerden bahsedecek olursak ve psikolojik bir soruna inersek işin içinden hiç çıkılamaz.
Bu yapılanları sadece dini ve kültürel açıdan rahatsızlık olarak değerlendirmemek lazım. Uygur Türklerinin bulunduğu bu bölge Çin için büyük bir önem taşıyor ve Uygur Türkleri onlar için büyük bir sorun.
Sincan Uygur Özerk Bölgesi Çin’in yeni ipek yolu projesinde belli bir konuma sahip. Urumçi ve Kaşgar bölgeleri Batı’ya açılan ekonominin kapısı değerini taşıyor. Bölgede ayrıca büyük petrol rezervleri bulunuyor, bu nedenle bölgenin kontrolü Çin için büyük bir önem taşıyor ve bölgede yaşananlar bir soykırımdan ibaret.
Peki Türkiye’de dahil dünya ülkeleri buna niye ses çıkarmıyor?
Birçok sebep sunulabilir…
Demiryolları mı ? Limanların yeniden yapılması mı ? Veya Karadeniz’e yapılacak olan 3. Nükleer santralinin Çin tarafından yapılacak olması mı ?
Bu büyük projelere karşılık olarak Türkiye bu zulme göz yumuyor. Birçok ülkede ekonomik açıdan Çin’e bağımlı bir halde.
Düşünmek insanlar için zor gibi ama düşünün…
Geçmişte Dış İşleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyinde yaptığı konuşmada Türkiye’nin Uygur Türklerine yönelik hak ihlallerini dile getirmişti, bunun karşılığında Çin yönetimi eleştirilerin devam etmesi halinde Türkiye ile ekonomik ilişkilerinin tehlikeye gireceğini söylemişti ve ülke olarak sessiz kaldık.
İslam alemi ve dünya ülkeleride sessiz kalıyor.
Ancak insanlık olarak bir şeyin farkına inanıyorum. İnsan doğuştan itibaren bir aidiyet bilinciyle büyür. Bu serüven aile kimliğiyle başlar sonra kişi, ailesi ve milletine manevi mukaddesat değerler verir. İnsanlar doğuştan itibaren ölümüne kadar hayatının bir parçasında istemeden olsa da bu bilinci hisseder.
Örneğin; Çin’deki zulme karşı Irak milli takımından Ali Adnan’ın gol attıktan sonra Çin milli takımına Türklüğün sembolü olan bozkurdu yapması. Hatırlatmak isterim ki kendisi bir Irak Türkü ve bu bilincin coğrafi olarak öneminin olmadığını gösteriyor. Bu değerlerin farkında olduğumuz sürece Birleşmiş Milletler’in oluşturmuş olduğu İnsan Haklarına başvurmadan dikkat çekmek mümkün. Kendi benliğimizi unutmadığımız zaman insanların değerleri kaybolmuyor.
Ve son olarak belirtmek istiyorum, Çin’in Uygur Türklerini toplamış olduğu bu kamptaki binaların birinde bir duvar yazısı dikkat çekmiş “kalbim,lütfen dayanmaya devam et.” Bundan sonrasında yorum biz insanlara kalıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.