Ali EYCE
Aileler ‘aile’ için savaşıyor!
Sabah haberlerde izledim, okudum, gördüm.
Hayatlarında cinsel tercihlerinin sözüm ona özgürleştirerek, doğmanın, var olmanın, var oluşun kurallarına aykırı şekilde değiştirenler ile çocuklarını bu sözde özgürlük kavramı içinde kaybetmek istemeyen aileler arasında meydan savaşı olmuş.
Aileler çocuklarının doğal hallerinden farklı bir hale bürünmesini istemedikleri için, aileler kendi soylarının ve insan neslinin tükenme duruma girmemesi için mücadele ederken, doğal dışı, kural dışı olmayı kendilerine özgürlük olarak algılayanlar ve yaşayanların yok olmama, çoğalma isteği.
Bırakın insanların şeklinin, şemailinin ne olduğunu, doğada, doğanın kurallarına aykırı yapılan her şeyin dünyada bir hüsranın başlangıcı olduğunu kabul ediyoruz.
Doğanın var olan yapısıyla en ufak bir değişikliğe gittiğimizde önce bütün canlılar için dünyanın çekilmez hale geldiğini kabul ediyoruz.
Aile kavramının insan soyunun devamı, insanların dünyada yaşamasının temeli olduğunu kabul etmek de gerekiyor.
Yani aile kavramını ortadan kaldırırsanız, sözüm ona özgürlüklerini yaşayan insanların sayısında artış olduğunda, bir zaman sonra çocukları göremeyebiliriz, bir zaman sonra gençleri göremeyebiliriz, bir zaman sonra insanların var olduğu bir hayatı göremeyebiliriz.
Aile kavramı sadece devletlerin temeli değil, aynı zaman da dünyanın da temelidir.
Hiç unutmam bir İngiliz aile, her yıl Denizli’de Karahayıt denilen, kaplıcasıyla ünlü turistik yere gelirdi.
Anne, baba, bir kız ve bir oğlandan oluşan aile, diğer turistler gibi deniz kıyılarında olmayı, plajlarda güneşlenmeyi, gece eğlence yerlerinde sabahlamayı tercih etmiyorlardı.
Tercüman aracılığıyla bu durumun nedenini sorduğumda İngiliz aileden, baba ve anneden çok dikkat çekici bir cevap almıştım.
İngiliz baba, evlenme yaşına gelen oğluna ve kızına aile kavramının ne olduğunu göstermek ve öğretebilmek için özellikle Denizli’ye, Karahayıt Köyü’ne geliyorlarmış.
Amaçları çocuklarında evlenme ve aile olma kavramının gelişmesini sağlamak.
Çocuklarını evlenmeye ikna edemedikleri gibi, aile olmanın sorumluluğunu da anlamaları için duruyorlardı.
Denizli’nin Karahayıt Köyü’nde köydeki ailelerle birlikte yaşayarak, onlardaki anne, baba, dede, amca, dayı, teyze, hala, kardeş, abi, yenge kavramının içinde yaşatarak.
İngiliz baba ve anne, iki yıl sonra kızlarını evlendirdiler ve torun sahibi oldular. Erkek çocuklarını evlendirmek için ise Denizli’nin Karahayıt Köyü’ne gelmeye devam ediyorlardı.
Almanya’da, Fransa’da, İngiltere’de, Hollanda’da, Belçika’da vs gelişmiş ülkelerde yaşlı insanlar, geçmişte öyle veya böyle nedenle aile kavramı içinde olmadıkları, aile kavramını koruyamadıkları içinh ömrünün son günlerinde kendilerine bakacak insanları, yarenlik edecek gençleri parayla yanlarında tutmaya başladılar.
Yasalarımıza ‘Aile’nin tanımı kavramını yazmak zorunda kaldık.
Dünya’daki tehlikeli savaşın boyutunu siz düşünün artık!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.