Ali EYCE
BİZ İZMİRLİYİZ! YA SİZ?
Göçmen kelimesinin tam anlamı: Kendi yurdunu bırakıp, yerleşmek üzere başka bir ülkeye göçen insanlardır.
Ülkemizde zorunlu şartlardan dolayı başka ülkelerden göçüp gelen, hatta ülkemizi geçiş yolu olarak kullanıp, başka ülkelere göçmek isteyen insanlar ya, işte onlar gerçek anlamda göçmenlerdir. Çünkü yurtları başka, dilleri başka, kültürleri başka, dilleri başka, geldikleri yerler ise bambaşka.
İEKKK ve ESİAD Yüksek İstişare Konseyi başkanlıklarını yürüten Sıtkı Şükürer, son yaptığı, özür dilediği, yanlış anlaşıldığını söylediği açıklamayı iki gündür düşünüyorum.
Aslında ne demek istediğini ama aslında demek istediğinin dışına çıkıp, bu ülkenin öz ve öz insanları olan ve Osmanlı döneminde imparatorluğun bir parçası olan yerlerde yaşarken, özlerine, yeniden kurulan ülkelerine geri dönen insanları göçmen olarak görmesini büyük bir hatadır.
Bulgaristan’dan, Yunanistan’dan veya başka balkan ülkelerinden yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne gelen insanlarımız, Osmanlı döneminde bu ülkenin insanları olarak Osmanlı’nın o topraklarına görev amaçlı, yerleşmek amaçlı giden insanlarımız.
Bugün Diyarbakır’dan İzmir’e gelen insanın İzmir’de yaşamaya ve İzmirli gibi yaşamaya ne kadar hakkı varsa, İzmir’den ayrılan insanın da Sinop’ta, Van’da, Antalya’da oralı gibi yaşamaya, oralı gibi yaşamaya hakkı var.
Şükürer gibi birçok insan bana göre göçmenler ile göç edenleri karıştırıyor.
Göç edenler yurt değiştirmez, yurdu olarak bildiği, bilmek zorunda kaldığı yere giderler.
Göçmenler, yurt olarak bilmedikleri yerlere yurt olarak bildikleri yeri terk ederek giderler.
Bizim göç eden insanlarımız hiçbir zaman Bulgar olmadı, Yunan olmadı vs olmadı. Onlar da en az Anadolu’da yaşayan bizler kadar bu yurdun insanı olarak oralarda yaşadılar, yaşamaya çalıştılar.
Tıpkı İzmir’de yaşayan Mardinli gibi, tıpkı Trabzon’da yaşayan Ispartalı gibi.
Şükürer, İzmir’in geçmişinden geleceğine dair fikir yolculuğu yaparken, İzmir’in bugün ki halinin kötü durumlarını değerlendirirken diline ve fikrine sahip olamamış belki ki, İzmirli olmayı da, İzmir’de yaşamayı da kimseye hak olarak görememiş.
Hele ki Türkiye’nin doğusundan, güneydoğusundan İzmir’e göç edenleri konuya dâhil etmesi ise daha da vahim.
Bu fikir, Samsun’dan başlayan, Amasya, Erzurum ve Sivas’ta sona eren Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefine ve hareketini de tanımamak, bilmemektir.
Bu fikir, Çanakkale’de, Anafartalar’da, İnönü’de şehit olan insanların yattıkları yerleri, arkasında bıraktıkları insanları tanımamak, bilmemektir.
İzmir dünyanın en büyük lağım çukuru değil orası kesin ama Şükürer’in ağzının lağım çukurunda ne işi var onu anlamış değilim.
Biz İzmirliyiz, ya siz?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.