Nil Deniz
Diyet out Sağlıklı Yaşam In !
2020 itibariyle, cesaret kırıcı ve modaya uygun diyetlerin yerini kesin sonuç vadeden sağlıklı yaşam felsefesi aldı .
Sağlıklı yaşamın önemi konusunda dünyada her geçen gün biraz daha farkındalığın imza attığı şu günlerde ; tükettiğimiz hemen her gıdanın mutfağımıza gelene kadar onlarca işlemden geçtiğini ve sahip olduğu özü tamamen kaybettiğini göz önünde bulundurursak , açtığımız bu savaşta haklı tarafın kesinlikle biz olduğunu net bir şekilde anlayabiliriz.
Peki sağlıklı yaşam denildiğinde aklımıza ilk gelenler neler ?
Diyet mi / sağlıklı yaşam mı ? Cevabı tam olarak bilemediyseniz hala geç kalmış değilsiniz.
İşte size 2020’de bu düşüncenizi netleştirmek için edindiğimiz bilgiler:
Uzmanlar, “diyet” kelimesinin zayıflamak ya da formunu korumak isteyenler için itici bir anlam ifade ettiğini söylüyor. Beslenme düzenine haddinden fazla sınırlamalar getirmenin ya da gün içerisinde sürekli kalori hesabı yapmanın uzun vadeli sonuçlar elde etmek için çıkılan yolda güçlü bir engelleyici olduğu düşünülüyor. Zira, “Yasaklı olan çekicidir.” düşüncesi, yapılan diyet henüz sonuca ulaşmamışken kendisini göstermeye başlıyor ve hüsran kapıları aralanmaya başlıyor. Kendisini bitmek bilmeyen diyetlere ( özellikle şok diyetlere adayan ) insanların, “ yemek yemeyi ” olması gerekenden çok daha fazla kafasına taktığı da uzmanlar tarafından belirtiliyor.
2020 ’de, mucize vadeden beslenme hileleri ile dolup taşan ve çoğu zaman hayal ürünü olmaktan öte geçemeyen diyetler, uzun süreli ancak kesin sonuca götüren sağlıklı yaşam felsefesi ile yer değiştiriyor.
Kilo vermek ya da kilonuzu korumak istiyorsanız, rotanızı herkes için uygunluğu kanıtlanmamış popüler diyetler yerine, sağlıklı yaşama çevirmeli, “ yiyecek – egzersiz ” ilişkinizi geliştirecek adımlar atmalısınız. Siz de bizimle aynı fikirdeyseniz ve bu konu hakkında bazı önerilere ihtiyacınız olduğunu düşünüyorsanız hazırladığımız listeye göz atabilirsiniz.
“Anti-diyet”i kabul edin
Uluslararası Gıda Bilgilendirme Konseyi Vakfı’na göre; “ açlık ve diyet ilişkisi ” konusundaki düşünce biçiminizi değiştirmek daha sağlıklı yiyecekleri seçmenize, daha az yemek yemenize ve sahip olduğunuz yiyecekleri sevmenize yardımcı olabilir. Bunu başarmanın anahtarı ise kuşkusuz “farkındalık” kazanmaktır.
Yiyeceklerle sağlıklı ve saygılı bir ilişki kurmaya çalışın . İçsel açlık ve doygunluk hisleriniz ile bağlantı kurun. Hangi gıdanın doğru ya da yanlış olduğuna dair derin araştırmalar içerisine girmek yerine sizi mutlu eden yiyecekleri kontrollü miktarlarda tüketin. Doyduğunuzda mutlaka durun. Fazla olan her şeyden kaçının. Yemeğinizle bu tür bir barışın sağlanması, beslenme düzeninizin daha keyifli şekil almasına izin verecektir.
Bağırsak sağlığınızı koruyun
Yapılan çalışmalar, bağırsak mikrobiyomunda oluşan bir dengesizliğin vücutta daha fazla yağ depolanmasına, açlık sinyallerinin doğru iletilmemesine ve obeziteye neden olabileceğini gösteriyor. Bu noktada, bağırsak sağlığını korumak, sağlıklı yaşam için hayli önem kazanıyor. Dengeyi korumak için probiyotik ve prebiyotiklerden yardım alabilirsiniz.
Uykunuza önem verin
Uyku kaybının, kilo kaybı için çok önemli olduğunu biliyor muydunuz? Los Angeles merkezli bir uyku uzmanı olan Dr. Michael Breus ; yeterince uyunmadığı zaman, vücudun açlık hormonu (ghrelin) salgıladığını söylüyor. Uykusuzluk, iştah ve açlık seviyesini ciddi derecede yükseltiyor aynı zamanda yorgunluk ve motivasyon düşüklüğüne sebep oluyor. Tüm bu semptomlar beyne yemek yeme isteği gönderiyor. Tahmin edeceğiniz gibi “ ödül ” gibi görülen bu yiyeceklerin çoğu zararlı oluyor. Özetle, sağlıklı bir yaşam hayali kuruyorsanız, gece uykunuza her zamankinden fazla önem vermenizi öneririz.
Stres yönetiminizi yapın
Araştırmalar stres ve kilo alımı arasında bir bağlantı olduğunu gösteriyor. Uzmanlar özellikle kronik stres durumunda, stresi düzenlemeden sorumlu hormon “ kortizol ”ün dalgalanmalar yaşadığını, bu dalgalanmaların ise vücutta yağ depolanmasını tetiklediği söylüyor. Amerikan Kalp Derneği'ne göre; özellikle kronik stres aynı zamanda yüksek tansiyon, hipertansiyon ve kalp hastalığına yol açabilecek diğer faktörlere de katkıda bulunabiliyor. Birçoğumuz stresli işlerden uzak durmak konusunda başarılı değiliz. Ancak stres faktörlerine nasıl tepki verdiğimiz bizimle ilgilidir. Dışarı çıkmak, düzenli egzersiz yapmak, meditatif teknikler uygulamak, sağlıksız alışkanlıklardan uzaklaşmak stresi azaltmak için doğal ve etkili yollardan bazılarıdır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.