‘HARCA HARCA BİTMEZ’ DİYEN AYAĞA KALSIN!

Tamam, dünya ekonomisi berbat halde, tamam Türkiye ekonomisi de bundan payını alıyor, tamam ona zam, buna zam, sabah zam, akşam zam hepsini anladım da, şu büyük market zincirlerinin indirim günleri, biz de her şey daha ucuz, hatta bu daha da ucuz diyerek kampanyalar yaptığı, benim mahallemdeki bakkalımı, marketimi yok ettiği zamanlara.

Yolda giderken durdum, büfeye girdim, gençten bir arkadaştan bir tane poşet kahve istedim. 1,5 TL dedi verdim. 25 kuruş iken, 50 kuruşa satana laf soktuğumuz günler aklıma gele gele.

Çıktım aradan, dedim bu ‘Harca Harca Bitmez’ diyerek reklam yapan o market zincirlerinden birisine girdim.

Param daha var ama o ‘Harca Harca Bitmez’ diyor ya bakayım, ne kadar harcamama izin veriyor göreyim dedim.

Aynı poşet kahve orada da 1,5 TL.

Diğer ürünlere baktım fiyatlar hiç de farklı değil. Markette ne o, bakkal da ne ol.

Hani ‘Harca harca bitmezdi’.

Demek ki, artık ‘Harcama Harcama Bitmez ’ dönemine girdik.

Herkes her şeyin fiyatını zaten yükselteceği kadar yükseltti, dolar 18 TL’yi gördüğünde.

Şimdi kimsenin o fiyatlanmadan geri dönesi yok.

3020364-810x458.jpg

Vatandaşlar olarak, tüketici olarak bizim de eski günlerdeki gibi harcama yapmaya ne gücümüz var, ne niyetimiz var.

Yakın zamanda, ayakkabımızı ara ara tamir ettirerek kullanmaya, patatesi, soğanı, şekeri, unu çuvalla almaya başlarsak, asıl siz o zaman düşünün, ‘Harcayanlar’ nerede diye?

Eskilerden çok duyardık, ‘’Devir, ekonomi devri’, şimdilerde yaşayanlar olarak biz de kullanmaya başladık.

Hatırlarım, bundan üç beş ay öncesinde siyasetçiler, eski günleri anlatırlardır, yokluğun olduğu, fiyatların her gün artarak gittiği dönemleri, yeni kuşak ki bu kuşak 30 yaş altı, onlar bilmez yokluğun ne olduğunu, idarenin ne olduğunu, paranın ne olduğunu.

Onlar Türkiye’nin en güzel çağlarında büyüdüler, son 20 yılda.

Şimdi Türkiye’nin, dünyanın genelinde görünen en kötü hallerini yaşadığı dönemleri görüyorlar, yaşıyorlar.

Artık bizim, eskiden şöyleydi, eskiden böyleydi diye hayat hikâyesi anlatmamıza gerek kalmadı yani.

Hikâyeyi bizzat yaşayarak görüyorlar.

Bir kafeteryaya oturuyorlar, iki bardak çay, iki bardak kahve, bir de yanına ortak içilen su söylüyorlar ve çıktıklarında 80 TL ödediklerinde yokluğun da, varlığın da ne olduğunu anlıyorlar.

Bu arada geçen sosyal medyada birisi paylaşım yapmış, ben de denk geldim.

Doğal faturasına isyan eden arkadaş, elinde 2 bin TL üzerinde doğal faturası, ‘Ben bunu nasıl ödeyeceğim, el insaf’ diye evinde çektiği fotoğrafın altına yazmış.

Faturanın yüksekliği beni de gerçek anlamda ürküttü.

Yazıyı yazan arkadaşın, koyduğu ev hali fotoğrafına baktım, bir ince tişört, altında bir şort, ev halini çevirmiş, hamam haline keyfin en tepesinde yaşıyor.

Diyemediğim aklıma geleni buraya yazayım belki okur, “Ne kadar ekmek, o kadar köfte. Evinde donla dolaşırsan tonla ödersin. Hata donsuz bile dolaşabilirsin ama ne ödeyeceğini Allah bilir’

Devir, ekonomi devri!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.