II. Dünya Savaşı ile ilgili hikâyeler, bilinmeyen anekdotlar o kadar fazla ki; her defâsında ilk kez duyulan bir tânesi ile karşılaşmak mümkün olabiliyor. Bugün değineceğim hâdise, öyle pek duyulmayanlardan değil belki ama az bilinen ve oldukça ilginç olanlarından biri olma vasfını taşıyor.  

Savaşın gelişim süreci ve ana seyri bir yana, yıl 1944’ü gösterdiğinde, ABD’li ve İngiliz subayların çalışmaları ile Almanlara karşı durumlar eşitlenmiş, dünya tarihinin en büyük çarpışmaları yaşanmaya devâm etmektedir. Çarpışmalardan en önemlisi ve en kanlısı olarak bilinen ise hiç şüphesiz; ‘Normandiya Çıkarması’dır… Bu cephe için farklı savaş taktikleri geliştirmek isteyen İngiliz ve ABD’li uzmanlar, yanıltma taktiklerinde dehâ olarak ün salmış olan ‘Ralph Ingersoll’ ve ‘Billy Harris’ isimli iki subayı, göreve getirir. Bu ikili, kısa süren çalışmaların ardından, târihi değiştirecek bir fikirle ordunun karşısına dikilir.

İkilinin masaya getirdiği fikir, ilk başta ordu tarafından çok uçuk karşılanır; ancak akıllara, 1942 yılında İngiliz zırhlılarının komutanı ‘Bernard Montgomery’nin, Alman birliklerine karşı cephede boş olan yerlere, sahte tanklar yerleştirerek düşman hattını şaşkınlığa uğratması gelir. Bu olayı iyice harmanlayarak, üslerine sunan iki subay, karârı onaylatır ve ‘23. Garnizon Özel Kuvvetleri’ni kurmayı başarırlar. Yâni şu an bilinen adı ile ‘Hayâlet Ordu’yu …

Özel askerlerden oluşan birliğin tek silahı ise yaratıcılıktır. Cephe hattına çok yakın mesâfelerde, yirmiden fazla sahte savaş alanı kurgulayan birliğin hikâyesi, askerî sır olması sebebi ile 1996 yılına dek gizli tutulur. II. Dünya Savaşı boyunca, 23. Özel Birlik’te görev yapmak üzere birçok sanatçı getirilir. Sanat okulları ve reklam ajansı çalışanları arasından seçilmiş bu özel askerler, savaş alanına taşınır. Moda tasarımcıları, ressam, heykeltıraş ve fotoğrafçılar, sanatlarını konuşturuyorlardır.

‘Duesseldorf’a havadan bakıldığında, otuz bin askerden oluşan iki birlik görünüyordur. Oysa gerçekte, yalnızca bin yüz asker vardır. Sahte birlik, Almanları Ren Nehri’nin gerisinde bir saldırı yapılacağına gerçekten de inandırmıştır. Hayâlet Ordu, bunun için radyo sinyallerini de kullanıyordur. Birliklerin ilerlemekte olduğunu bildiren mesajlar yayınladıktan sonra, sahte tümenleri ilerletirler. Oyuncular, dekor, ses, senaryo; her şey dört dörtlüktür. Hattâ sahte karargâhlar kurarak, câsusları yanıltmayı da ihmâl etmezler.

Hayâlet Ordu, bin kişi olmalarına rağmen bu sâyede otuz bin askerden oluşan bir birlikmiş gibi gözükmeyi başararak, Nazileri uzak tutmayı başarır. Savaş boyunca Nazi birlikleri, bu ordunun sahte olduğunun farkına bile varamaz. Her ne kadar inanması zor gelse de, tüm Nazi ordusunu kandırmayı başaran Hayâlet Ordu, savaş içerisinde işte böylesine bir ilerleme kaydedilmesini başarı ile sağlar.

   Esen kalın…