Türkiye Cumhuriyeti Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı kurumlardan birisi İŞKUR.

Temel görevi de istihdamın korunması, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve işsizliğin önlenmesi faaliyetlerine yardımcı olmak ve işsizlik sigortası hizmetlerini yürütmek.

Peki, öyle mi oluyor?

Belki öyle olduğu yerler de vardır. 

Ancak İzmir’de olmadığını duyduklarımızdan anlıyoruz.

İzmir’de, 20 kadın aradan buradan bir araya gelecek, Halk Eğitim Merkezi’nin açtığı ve İŞKUR destekli kursa katılmaya çalışacak, İŞKUR’un kursun açılmaması, açılsa dahi çalışmaması, çalışsa dahi kadınların buraya gelmemesi için bin bir sorun çıkardığını duyduk.

Kursa gelenlerin korkutan açıklamalar yapan İŞKUR görevlilerinin, ‘Kursa devamsızlık yaparsanız sizi dava ederiz, hakkında şikâyetlerde bulunuruz, verdiğimiz paraları da ki bu para günlük 30 TL, faiziyle geri alırız’ dediklerini duyduk.

Kursa gelmeye niyeti olan kadınların korkusundan!

‘Burası istediğimiz gibi bir yer değil. Makinalar yetersiz. Kurs için bu yer uygun değil.” derse, daha uzak yerlere kurs görecekleri davet ettiklerini duyduk.

Kursa gelmeye niyeti olan kadınların kaçışlarından!

İstihdamın korunması, geliştirilmesi, yaygınlaştırılması ve işsizliğin önlenmesi için faaliyet göstermesi gereken İŞKUR’un bu peşin söylemleriyle de ne istihdamın koruyabilir, ne geliştirebilir, ne de yaygınlaştırıp, ne de işsizliğin önlenmesine katkı da bulunabilir.

Önce görevinin temel anlamını kaybeder, sonra da adı.