Sevdiye AKTEKİN
Kadın ve Kariyer
Kadın… Ana, bacı, yar, dost. Aynı zamanda pilot, doktor, bilim insanı, çiftçi, şoför, tamirci. Bugün sizlerle kadın ve kariyer kavramı üzerine konuşalım mı?
Çocukluğumdan bu yana öğretmenlik kadın mesleği olarak adlandırılır. Nedeni sadece öğretme yeteneğinin kadında daha fazla olduğunu düşünmelerinden midir sizce? Sanmam. Çünkü hafta sonu tatildir. Anne olarak ya da eş belki de evdeki kız evlat, hafta sonu evin temizliğini bitirebilir, ütüsünü yapar, çamaşırını yıkar. Ayrıca çalışma saatleri bellidir. Eve çok geç kalmaz ve yemeğini eşi gelmeden yetiştirir. Çocuklarına daha fazla zaman ayırabilir. Evet, bunların hepsi güzel şeyler. Peki erkek meslek seçerken hafta sonu evde olayım, erken geleyim de yemeği yetiştireyim diye bir telaşa girer mi? Ah tabii ki girmez. Zaten evde her zaman yemeği yapan bir kadın figürü vardır.
Ama artık kadınlar arasında bu düşünce değişti. Kadınlar artık kendi canlarının istediği ve yeteneklerinin el verdiği her işte çalışabiliyor. Bir halk otobüsü şoförü olarak da görebiliyoruz artık bir kadını tamirci olarak da. Sanatın da en güzelini yapıyorlar bilimin de. Çalışma koşulları ve maaşları onlara uygun geliyorsa vardiyalı da çalışıyorlar. Bir kere kadınlar artık eğitimin önemi biliyor. Sadece üniversite bitirmek değil kastettiğim. Sürekli bir gelişim halindeler. El işlerinden de bir kariyer yaratıyorlar kendilerine, yaptıkları yemeklerden de. Sosyal medyayı oldukça verimli kullanıyorlar. Girişimci kadınların başarı öyküleri süslüyor sayfalarımızı.
Ama kadınlar nerede takılıyorlar biliyor musunuz? Sevgide. Fazla seviyorlar. Fazla sevgi fazla fedakarlık demek oluyor çoğu için. Kariyerinin en başarılı yerinde sevdiği insan için şehir değiştirip hayatının şansını kaybedebiliyor. Ya da gitmesi gereken bir işe benzer bir sebeple gitmiyor. Nasıl derler aşk ve iş arasında kalıp aşkı seçiyor. Peki sevgi her zaman doğru tercih midir?
Kariyerini elinin tersiyle ittiğin bir hayatı başka bir insanın isteklerine göre şekillendirirsin. Her şey çok güzel giderse sorun yok. O zaman mutlusun. Ama olur da işler ters giderse. Daha az para kazanır hatta belki kazanamazsan. Konu para olmaktan çıkıp, geleceğini kaybetme şekline dönerse. Uğruna hayatının şansını kaybettiğin insan, sandığın gibi değilse. Başlarda yaptığını fedakarlık olarak görürken, sonraları aptallık olarak görürsen.
Kadınlar, üretmek zorundalar. Kendileri için bir şeyler yapmalılar. Başkasına bağlı olmak… Anne, baba ya da eş, bu kolay olan gibi görünse de en zorudur. Hayatının başkasına bağlı olması en zorudur.
Bir yazı okudum geçen gün. “Bir kadın için dilek dilersem eğer sağlık ve iş dilerim. Onun aşka daha fazla ihtiyacı olsa bile ben ona iş dilerim. Çünkü bir işe odaklanmak, çalışmak insanı hayatta tutar. Komik olacak ama Bihter Ziyagil’in bir işi olsaydı, Behlül’le kafayı yemezdi.” ☺
İyi Haftalar.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.