Banu Pirinçcioğlu

Banu Pirinçcioğlu

MARPOL SÖZLEŞMESİ

Hiç dikkat ettiniz mi, sokaklarda muhtelif yerlerde yazan yasak tabelalarına? Çöp atmak yasak, sigara içmek yasak, köpeklerin çimlere tuvaletini yapması yasak vesaire vesarire…

Örneğin toplu ulaşım araçları, vapurlar, otobüsler. Sigara yasağı çıktığı günden beri vapurun sağı solu yasak tabelası ile dolu. Kocaman harflerle yazılmış “burada sigara içmek yasaktır” tabelası var. İçerde içen yok, ama dışarda içen var. Oysa ki dışarda da içmek yasak, öyle yazıyor. 

Vapurda durmadan dönen bir anons var mesela. Artık bilinçaltıma işledi, o sözleşmenin adı nedir diye yarışma programında soru gelse ben bilirim.

Marpol sözleşmesi gereğince denizlere çöp atmak yasaktır. Öyle diyor anonsta.

Ancak denizde balıktan çok çöp var.

Bu sabah Bostanlı iskelesinde yaşadığım olayı nokta virgüle dokunmadan aktarıyorum.

Iskelenin içine girmeden, sadece üzeri kapalı yanları açık bir bölüm var. Oradaki duvalarda tabela asılmış, diyor ki “sigara içmek yasaktır”.

Buna uyan insanlar dış alanda sigaralarını içiyor. Uymayanlar iç alanda. Uyarıyorsun kibarca, pardon deyip çıkıyor bazısı. Bir de kafa sallayıp yerinde duranlar var. İşte ben ona denk geldim. Yanımda üfür üfür sigara içen şahısa, yasak tabelasını gösterip ilerlemesini rica ettim. O da bana gülümsedi ve arkasını dönüp duman dağıtmaya devam etti.

Hani yasak yazıyor ya, yasağın da bir yaptırımı illa ki vardır diyerek güvenlik görevlisine gittim.

Diyaloğumuz;

Ben:      Burada yasak yazıyor ama içenler olduğunda ne yapıyorsunuz?

Görevli:  Biz de gidip uyarıyoruz, ama içiliyor malesef.

Ben :      Peki ama sonraki adım nedir? Çünkü yasak yazdığına göre bir yaptırımı olmalı?

Görevli:  Hiçbirşey malesef. Yani siz isterseniz sağlık bakanlığına haber verirsiniz.

Ben :      Nasıl yani? Şu an sağlık bakanlığını arayıp kimi bulabilirim ki?

Görevli:  İşte malesef yapacak birşey yok.

Bir kanunumuz, yasağımız var diye seviniyorsunuz ya, sevinmeyin. Aslında hiçbirşeyimiz yok.

Bir cezası, yaptırımı olmadıktan sonra duvarlara yasaktır yazmanın bir anlamı yok.

Bu, benim evimin sokak kapısına yazılar asıp, burada yüksek sesle konuşmak yasaktır deyip kapı önünde insanların konuşmamasını beklemem kadar manasız.

Sayın yetkililer, ya yasağınızın arkasında durun aslanlar gibi, ya da kaldırın o tabelaları gitsin.

Çünkü varlığının bir yaptırımı yok. Bizi de yormayın…

Önceki ve Sonraki Yazılar