Ali EYCE
SANAL OYUN VE ZORBALIK!
İnternet üzerinde çok güzel oyunlar var. Bilir misiniz bilmem. Bazen ben de oynarım. Tek başıma oynadığım zamanlar bazen sıkıcı olduğunda, karşımda ismini, cismini, yaşını bilmediğim insanlarla oyun oynadığım da olmuştur.
Bazen oyunu oynama şekline göre yaşını tahmin edebiliyorsam da çoğu zaman cinsiyetini tahmin edemiyorum.
Dolasıyla oyunlarda dikkatli yazmaya özen gösteriyorum.
Peki, hepimiz bu özeni gösterebiliyor muyuz?
Sanmıyorum.
Bazen öyle olaylara denk geliyorum ki, kişinin ağzı bozuk, fikri bozuk, düşüncesi bozuk, cinsi bozuk, girmiş oyuna, kendisinden küçük olanlarla, kendisinin tam tersi cinsiyette olanlarla olmadık sözlerle karşılık veriyor.
Sözleri okuyunca tabi ki oyundan çıkıyorum.
Adı üzerine bir oyun, içinde böyle pis cümlelere hiç tahamülüm olmuyor.
Sizlerin de, en azından çoğunuzun da olmadığına eminim.
Asıl sorun şu ki, düşüncesi henüz oturmamış, kişiliği henüz gelişme safhasında olan küçük genç arkadaşlarımız ne yapsınlar?
Amaçları sadece oyun oynayıp, güzel vakit geçirmek olan bu çocuklarımızın bir şekilde korunması gerekiyor, bu tür insanların etkileri ve tepkilerinden.
Oyunlara sanal isimlerle girişler değil, gerçek isimlerle girişler yapılmalı mesela.
Oyunlara sahte kimliklerle değil, gerçek kimliklerle, örneği T.C. numarasıyla giriş yapılmalı mesela.
Oyunlarda sahte fotoğraflar değil, örneğin gerçek sosyal medya hesaplarından bağlantılarla girişler yapılmalı.
Böylece en azından bilinmeyen pislik, bilinen pislik olur.
Çocuklar bir kere tanık oldukları o pisliklerle, bir daha oyun oynamayı bırakın, sanal âlemde karşı karşıya gelmekten eminim kaçınırlar.
Çocuklarımızın iyi yetişmesi için elimizden geleni yapmamız hem insan olarak, hem devlet olarak yeterli değil.
Çocuklarımıza zarar bu tür sanal olaylara karşı da korumak zorundayız.
Sonra insan olarak, devlet olarak çocuklarda kötü gelişimin nedenlerini araştırıp, çocuklarımızı kötü hallerini iyileştirmek, iyi birey yapabilmek için mücadele ederiz.
Ağaç yaş iken eğilir diyen atalarımız, yaş ağaca zarar verildiğinde ağacın kuruduğunu, yok olduğunu söylemesine gerek yok sanırım.
İnternet ne kadar hızlı olursa olsun, insan düşüncesinden, insanın korkusundan, insanın geleceğinden daha hızlı değildir.
Çocuklarımız geleceğimiz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.