Banu Pirinçcioğlu
UTANÇ İÇİNDEYİZ
Bütün bir yaz orman yangınlarını izledik. Ağladık, üzüldük, dertlendik. Yardıma koştuk, bir yara saralım diye debelendik.
Hiç gazete okumayan, haber seyretmeyen bile haberdar oldu. Sokakta karşılaşan insanlar yangını konuştu. Nasılsın diye sorulara gelen cevap "keyifsiz" oldu hep. Hemen yangın konuşulmaya başlandı. Haftalarca böyle sürdü gitti.
Sandık ki, artık bir farkındalık oluşmuştur. Bir küçük ateşin nelere yol açtığını görüp dikkatler iki katına çıkmıştır sandık.
Yanılmışız.
Biz ormanda değiliz ama yeşil bir yerdeyiz. Yeşili ağacı bol bir yerde evimiz.
Binalarımızın bahçesinde limon ağaçları, zeytin ağaçları var. Onlar bizim nefesimiz, oksijenimiz.
Bir kendini bilmez utanmaz yüzünden hepsi kül oluyordu.
Şehrin göbeğinde, epey iyi bir gelir seviyesinin olduğu bir binada oturan bir insan evladı bir ağacı yaktı.
Ağaç en yukardan, dallarından tutuştu. Saniyeler sürdü küle dönmesi. Evlerimizin içine küller doluştu.
İnanılır gibi değil ama ağacımız yandı.
Nasılını bulmak çok da zor değil. Üst katlardan atılan bir sigara ile. Yani eğer bir kağıdı tutuşturup yere fırlatmadıysa tek oluru bu.
Ne kadar aptal olabilirsiniz? Ne kadar cahil olabilirsiniz?
Merak ediyorum. Acaba hanginizdi bunu yapan. Çünkü komşum ve muhtemelen sıkça karşılaştığım yüzlerden biri. Bilsem gidip yüzüne tüküreceğim.
Hadi ağaç umurunuzda değil. Yeşile saygınız sıfır. Rüzgarlı bir havada tüm bahçenin tutuşması kaç dakika sürerdi?
Alevlerin katlara ulaşması? Apartman yansaydı?
O zaman dikkatinizi çeker miydi?
Evde küllük yok mu? Ağacın can çekişerek yanmasının sebebi küllük mü?
Yoksa dağdan yeni mi indiniz?
Ne yapsak boş, ne desek boş. Anlatamıyoruz. İnsan olmayı öğretemiyoruz. Medeniyeti öğretemiyoruz.
Apartmanımız uyarı yazılarıyla dolu.
Çöp atmayınız, balkondan sigara atmayınız, çöpünüzün ağzını bağlayınız.
Ne kadar utanç verici değil mi?
İlkokul duvarlarında bu kadar uyarı görebilirsiniz ancak.
Balkondan sigara atmayınız diye bir yazı var ama nafile. Sigara atıyor, çöp atıyor.
Artık nasıl bir yerde yaşayıp geldiyse.
Kedilere yemek veriyorlar. Kocaman bir mamalık var, ağzına kadar kuru mama dolu. Onun on santim kadar yanına, yere, toprağa patlıcan oturtma döküyor. Domatesli, bol yağlı fasulye döküyor.
Bu kadar görgüsüz nasıl olabiliyorsunuz?
Yazılar, uyarılar, kamu spotları hepsi ama hepsi boşuna.
Zaten uyarılara rağmen yapıyor. Daha bir ay önce evler, ağaçlar cayır cayır yanmışken balkonundan pıt diye sigara fırlatıyor.
Yazmayalım gerek yok. Duvar anlar, bunlar anlamaz.
Ya ceza gelecek, hem de son derece yüksek, can yakan cezalar ya da boşverin gitsin.
Bu toplumdan hiçbir şey olmaz.