Ali EYCE
Siyasetin Olmazsa Olmazı Dedikodu, Siyasetçiyi Bitiren Dedikodu!
Seçim ortamına girdiğimiz şu günlerde siyasetin içinde biz gazetecilere göre kulisler, siz vatandaşlara göre dedikodular bir hayli artmaya başladı.
Her aday adayı olmak isteyeni bir şekilde yıpratmak, yok etmek, aday adayı olarak karşısında bulunmaması için mücadele içinde.
Bunun gerçek olanı, içinde çalışmak olanı, fikir, proje, akıl olan kısmına kimsenin itirazı yok da, bunun dedikodu kısmına, belden aşağı kısmına, elden ele kısmına itiraz eden bir hayli fazla.
Birileri kalkıp, kabalalık toplumun içinde, herkesin gözünün içine baka baka, herkesin duyacağı şekilde ‘Dedikoduyu bırakalım, seçimlere bakalım’ diyorsa dedikodunun dozu da kaçmış demektir.
‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırır’ misali!
Bir insan kendisiyle ilgili ortada bir dedikodu varsa, bu dedikodunun nedenini araştırır, sebeplerini bulur, onları ortadan kaldıramıyorsa, elinden geldiğinde dedikodunun gerçekçi olmadığına dair işaretler vermeye çalışır.
Mesela bir şeyin çaldığına dair dedikodu varsa, çalmadığını, yemediğini, mal varlığının eskiye göre hiç artış olmadığını gösterir veya anlatır.
Mesela birisiyle gayri resmi ilişki içinde olduğuna dair dedikodu varsa, olmadığına, ailesiyle mutlu olduğuna, eşini çok sevdiğine dair işaretler verir veya anlatır.
Mesela torpille bir yerlere geldiğine dair dedikodu varsa, torpille gelmediğini, o işi hak ettiğini gösterir çalışmalar yapar, işin ehli olduğunu ispatlar, anlatır, gösterir.
Yeni dedikodunun pan zehri gerçeğin aslında ne olduğunu göstermekten, anlatmaktan geçer.
‘Herkes herkesin hakkında dedikodu yapıyor’ söylemi ise siyasette sığınılacak ne son limandır.
Zımmen dedikoduyu kabullenmektir.
Bu konuya neden yazmak gereği duyduğum konusuna gelince.
Biz gazetecilere bu aralar çok dedikodular gelmeye başladı.
İşimiz gazetecilik olduğu için dedikoduları sadece dinliyoruz.
Gazetecilik dedikodu işi değildir!
Ama denilenin ve konulanın gerçek olduğuna dair bilgi, belge vs elimize geçerse de, gazetecilik görevimizi kamuoyu adına yapmaktan asla kaçınmayız.
Bu da kamuoyu yani seçmene karşı sorumluğumuzdandır.
Onunla, bununla hesaplaşmaktan, onun, bunun siyasi hayatını bitirmek gayesiyle değildir.
Kamuoyu dediğimiz seçmenin haber alma, bilgi sahibi olma hakkı Anayasal bir haktır.
Kamuoyu bu hakkını kullanmayı da gazetecilere görev olarak vermiştir.
O yüzden gazetecilerin dediklerini de, duyduklarını da dikkate alın.
Yazacakları kıvam ve zaman geldiğinde ellerindeki kalemi kimse alamaz!
‘Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar’ misali!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.