Tutku Çetiner Ural
Sosyal Medya Sohbeti Öldürüyor
Sosyal medya sosyalleşmeyi sağlıyor mu, yoksa asosyal bir yaşantıya mı sürüklüyor? Toplumdaki bireyler, sosyal medya kullanarak kendilerini iyi hissediyor mu, yoksa sosyal medya, olduklarından daha kötü hissetmelerine mi sebep oluyor?
Gün içinde ortalama 6-8 saat arası uyuduğunuzu varsayarsak, geriye kalan 16-18 saatin kaç saatinde telefonunuz elinizde yaşıyorsunuz? Bilinçli zihiniz bu konuda devredışı kaldığından bunu hemen cevaplamanız çok güç. Akıllı telefonla ya da bilgisayar, tablet vb. araçlarla iletişim kurmak, vakit geçirmek tıpkı yürümek, konuşmak gibi sıradan ve otomatik olarak yapılan bir iş haline geldiğinden, bilinçsiz bir şekilde yapar hale geldiniz. Farkına vardıktan sonra, bir gün içinde kendinizi gözlemleyerek ve kullandığınız zamanı hesap ederek bu süreyi ölçebilirsiniz. Ancak doğru ve tutarlı bir sonuç elde etmek zor olduğundan, bu konuda yapılan araştırma sonuçlarına ihtiyacımız var.
2017 yılında yapılan araştırma sonuçları, 80 milyon Türkiye nüfusunun 48 milyonunun yani nüfusun %60’ının internet kullanıcısı olduğunu gösteriyordu. Günlük internet kullanımı süresinin 6 saat 45 dakika ve sosyal medya kullanımına harcanılan sürenin 3 saati aşkın olduğu rapor edilmişti.
2018 yılında yapılan araştırma sonuçlarına göre ise 81 milyon nüfuslu ülkemizde;
Nüfusun %67’sinin yani 54.3 milyon kişinin internet kullanıcısı olduğu,
Nüfusun %51’inin yani 51 milyon kişinin aktif sosyal medya kullanıcısı olduğu,
Nüfusun %54’ünün yani 44 milyon kişinin aktif mobil sosyal medya kullanıcısı olduğu rapor edilmiştir.
Geçen seneye oranla internet kullanıcıları %13 oranında yani 6 milyon kişi artış göstermiştir. Sosyal medya kullanıcı sayısındaki artış ise, 3 milyon kişi olarak belirlenmiştir.
Toplam internet kullanımı süremizi merak ediyor musunuz? 2018 yılında ülkemizde internet başında harcadığımız günlük süre 7 saati gösteriyor.
Türkiye’de, nüfusun %67‘sine tekabül eden 54 Milyon internet kullanıcısı bulunması ve bunların 51 Milyonunun telefondan internete bağlanıyor olması oldukça büyük bir rakam. Ayrıca 24 saatlik bir günde 7 saat internet kullanımı demek, neredeyse günümüzün 1/4’ünü internet başında geçiriyoruz demek.
Günün bir çeyreği uykuda, bir çeyreği çalışarak, bir çeyreği internet ve sosyal medyada geçiyor. Geriye kalan çeyrek gün ise, ulaşım, yemek ve diğer fizyolojik ihtiyaçlara gidiyor. Ee sonra ne oluyor dersiniz?
Herkes yorgun olduğundan, mutsuz ve hasta olduğundan şikayet ediyor. Obeziteden tutun çeşitli eklem rahatsızlıklarına kadar geniş bir yelpazedeki çoğu hastalıkta; telefon, tablet ve bilgisayar başında geçirilen sürenin fazla olması etkendir. Bu süre artış gösterdikçe fiziksel ve ruhsal şikayetler de artış gösteriyor.
Yorgun olduklarından dem vuran ve hem fiziksel, hem ruhsal şikayetleri olan kişiler bu yorgunluklarının ve şikayetlerinin sebeplerini uzakta aramasınlar. Sebebi en yakınlarında tuttukları akıllı telefonları aracılığıyla ülke olarak kullanım rekoru kırdığımız sosyal medya olabilir, öyle değil mi?
Sosyal medya kullanımında Avrupa birincisi olmamız tesadüf değil. Yorgun olduğunuzdan şikayet ettiğinizde, koltuğa biraz uzanıp elinize akıllı telefonu aldığınızda dinleniyor musunuz? Ben dinlenmiyorum, üstelik eklem ve kas ağrılarım artıyor.
Ülke olarak ciddi bir sorunumuz var. Nüfusun yarıdan fazlası telefonuna bağımlı halde yaşıyor. Ve çoğu, bu bağımlılığın farkında olmadığından, değiştirmek için çaba harcamıyor.
Öyle normalleşti ki, herkesin yapıyor olması, yapılanın sağlıklı ve doğru olduğu anlamına gelmiyor. Bu konuda, bu yüzden kimse kimseye eleştiride bulunup kızamıyor, çünkü ilk fırsatta kendi de aynısını yapıyor.
Sabah kalkar kalmaz ve her fırsatta elimizi attığımız telefonla dünyaya bağlandığımızı sanıyoruz. Oysa kendi dünyamızdan uzaklaşıyoruz.
Örnek vermek gerekirse, kurban bayramının sonuna geldik ve büyüklere yapılan ziyaretler oldukça azaldı. Çoğu insan “ah, nerede o eski bayramlar!” başlıklı yazılar paylaşıyorken ve bu hususta serzenişte bulunurken, çok az insan kendi davranışını değiştirmeye yelteniyor.
Eski bayramların ruhu bir araya gelmekte saklı idi. Şimdiki bir araya gelişlerin süresi ve kalitesi kısaldı. Ve amacı değişti. Büyüklerin elini öpüp onlarla sohbet etmek, gönüllerini almak, muhabbeti artırmak için yapılan ziyaretler ve paylaşımlar yerini; sosyal medya mesajlarına, fotoğraf beğenilerine ve paylaşımlarına bıraktı.
İnternet üzerinden yapılan bir paylaşımı ve fotoğrafı beğenmek, mesaj yazmak hiçbir zaman yüz yüze gelmenin ve sıcak temas kurmanın vereceği hazzı ve mutluluğu veremez. Birbiri yerine ikame edilemez.
Her birey üzerine düşen sorumluluğu alıp sosyal medyada geçirdiği zamanı kısaltarak, sanal değil gerçek dünyada aktif olarak yaşadığında, bağımlılıklar yerini; sevgi ile birbirine bağlılıklara dönüştürür. İletişim sorunları yerini; sağlıklı ve mutlu iletişime bırakır. Böylece insanların motivasyon kaynağı sosyal medya kanalları olmaktan çıkarak, gerçek hayatta var olmaya dönüşür.
Gerçek hayatta ve sosyal yaşamda varlık göstermeyen bir çok insan, sosyal medya aracılığıyla varlık gösterdiğini zannederken, aslında çoğu varoluşlarına ket vurduklarının farkında değillerdir.
İnsanın varlık sebebi sanal alemde yaşamak değil, birebir gerçek yaşamın içinde yer almaktır. Söyleyemediği şeyleri sosyal medya kanalıyla söylemek, iletişimi artırmadığı gibi, insanın içe dönük yaşamasına ve yalnızlaşmasına da neden olur.
Lütfen sanal dünyada harcadığınız vaktin farkında olun ve bu süreyi azaltarak ve faydanıza kullanarak sevdiklerinizle geçirdiğiniz süreyi artırın. Böylece mutsuzlukların, pişmanlıkların, kırgınlıkların, aktarım açlıklarının ve hayatınızdaki kötü, sağlıksız olan ne varsa her şeyin yeri; daha iyi, sağlıklı ve mutlu olana dönüşecektir.
Değişim ve dönüşüm için fark etmek ve bu konuda çaba göstermek yeterli olacaktır.
*We are social ve Hootsuit tarafından her yıl hazırlanan ve bir kısmını bu haftaki yazımda sizlerle paylaştığım sosyal medya istatistikleri “Digital in 2018 in Western Asia” ismiyle yayınlandı. Daha detaylı istatistik verilerine bu şekilde arama yaparak ulaşabilirsiniz.
Tutku Çetiner Ural
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.