Ali EYCE
Teldeki kuş, telefondaki başkan!
Seçim yaklaşırken siyasetin içinde yaşananlar bazen içler acısı komik hikâyelere ve dolasıyla bizim köşe yazısı yazmamıza neden oluyor.
Diyorum ki, o aday, bu aday ne lehte, ne aleyhte yazmayayım.
Kimse demesin, onu tuttun, bu yuttun, bunu yaladın, buna da fena taktın.
Ama olmuyor.
Siyaset bu iyi malzemeyi de kendisi veriyor, kötüsünü de.
Buyurum siyasetin kötü malzemesine.
Geçtiğimiz günlerde Karabağlar’da 5 kişilik ekibiyle dolaşan Karabağlar Belediye Başkanı ve aynı zamanda CHP Karabağlar Belediye Başkan Adayı Muhittin Selvitopu, ana caddelerin birinde esnaf ziyareti yapıyor.
Giriyor içeri, ‘Kolay gelsin, merhaba’ diyor. Sonra kendisini tanıtıyor. Sanki beş yıldır o ilçenin belediye başkanı değilmiş gibi.
Esnaf kardeşim de başkanım diyerek kendini tanıtan Selvitopu’na bütün sevgisiyle hoş geldiniz diyor.
Sonra da lafını esirgemiyor.
‘Başkanım 5 yıldır bir kere gelmediniz, şimdi niye geldiniz merak ettim?’
Soru ağır, cevap yok ama alakasız cevapla dükkandan çıkışın fotoğrafı daha ağır.
Bundan daha kötü ne olabilir demeyin ikincisi daha da kötü.
Aynı Karabağlar’ın aynı belediye başkanı, aynı partinin de belediye başkan adayı Muhittin Selvitopu, başka gün taksicilerin mekanı taksi durağına giriyor. Telefon çalıyor. Başkan Selvitopu vatandaşla en azından telefonda iletişim kurabileyim diyerek telefonu kendisi açıyor.
Telefondaki vatandaşa kendisini tanıyor.
Karabağlar Belediye Başkanı ve aynı zaman da başkan aday Muhittin Selvitopu diye.
Ardından vatandaşa telefondan soruyor, ‘Ben belediye başkanıyım mahalleniz de bir eksik var mı?’
Güler misin, ağlar mısın?
21 gün sonra seçim var. 1804 gün belediye başkanlığı yapanın sorduğu soruya bak.
O adam ne cevap vermiş tabi ki bilemiyorum. Özel görüşme ve basına yansıyan bir boyutu da yok.
Karabağlar’da yaşayan bir vatandaşların, Karabağlar Belediye Başkanı ve aynı zaman da adayı Muhittin Selvitopu’na sorusu da çok, sorusuna cevabı da çok.
Ama bu telefonla olacak şey değil.
Sayın Selvitopu, yanına istediği kadar insan alsın dolaşsın Karabağlar’ın mahallelerini ve sokaklarını. Gezerken sorulmadan, anlatılmadan görecektir Karabağlar’ın sorunlarını, Karabağlıların sorularını.
Siyaset bir iletişim sanatıdır.
İletişim de en iyisi, yüzü olanla yüz yüze olandır.
Küçüklere bilmece gibi sorarlar. Aklıma geldi diye yazıyorum kimse özel olarak üzerine alınmasın.
‘Tel de üç kuş var, bir taş attım, kaç kuş kaldı’
Kaldı diyen yandı!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.