Karanlığın içinde kaybolup gitmek ne de kolay değil mi? Hepimiz hayatın koşuşturması ve meşakkatli yollarından an be an geçiyoruz. Bu yolları kat ederken, karanlığa defalarca giriyoruz, defalarca da çıkıyoruz.

Peki… Bu karanlık dediğimiz yerde, saplanıp kalıyor muyuz yoksa çıkışı hızlıca başarıyor muyuz?

Şimdi dikkatinizi iyice vermenizi rica ediyorum, günde 60-70 bin düşünce üreten sisteme sahibiz. Çoğu da önceki gün düşündüklerimizle aynı ve bu her gün tekrar ediyor. Bu düşünceler, gerçekliğimizi her gün değiştiriyor. Yani, kendinize her gün bu düşünce akışıyla, yeniden yön veriyorsunuz. 

Bilinçaltımızda bulunan karanlık-negatif kodlamalar bizim o tünelin içinde ışıksız kalmamıza sebep olur. Şayet ki bedenimizin enerji merkezlerine gerekli hassasiyeti göstermezsek, diğer deyişle çakralarımızı dengede tutmazsak bu karanlıkta kalmaya daima devam ederiz.7 çakramızla alakalı kısa bilgilendirmeler aktarayım.

Öncelikle çakra nedir sorusunun yanıtını verelim…

Çakra merkezleri evrensel yaşam enerjisi  “prana”yı, özümsemek ve bedene dağıtmaktır. Evrensel yaşam enerjisi, bedenimize çakra merkezleri aracılığı ile girebilir. Her bir çakra merkezi farklı bir enerjinin bedene giriş kapısıdır. Bu nedenle çakralar tıkandığında bizim için gerekli olan enerji bedene giremez, dolayısıyla fiziksel ve psikolojik dengesizlikler ve hastalıklar baş gösterir. Her bir çakra merkezinin temel bir ilkesi vardır. Ayrıca her çakra belli bir duygu ile bağlantılıdır.

Bu dünyada fiziksel olarak var olma, 1. (kök) çakranın temel ilkesidir ve kabullenme duygusu ile bağlantılıdır. 

Yaratıcılık ve üreme, 2. (pelvis) çakranın temel ilkesidir ve yaratma duygusu ile bağlantılıdır. 

Varlığın şekillenmesi, 3. (karın) çakranın temel ilkesidir ve özümseme, dünyasal güçler, denetleme ve düzenleme duygusu ile bağlantılıdır.  

Adanma, 4. (kalp) çakranın temel ilkesidir ve sevgi duygusu ile bağlantılıdır.  

Varlığın titreşimi 5. (boğaz) çakranın temel ilkesidir ve iletişim duygusu ile bağlantılıdır.  

Varoluşa ait bilgi, 6. (alın) çakranın temel ilkesidir ve sezgi duygusu ile bağlantılıdır.  

Saf var oluş bilinci, 7. (tepe) çakranın temel ilkesidir ve bir olma, bütünlük hali, kozmik bilinç duygusu ile bağlantılıdır.  

Temel düzeyde zihinsel, duygusal ve psikolojik duygular, çakra merkezleri aracılığıyla fiziksel bedende etkili olurlar.      

Bilinçaltınızda bulunan kayıtlar, evrensel yaşam enerjinizle çok fazla alakalıdır. Dikkat etmemiz gerekense, tamamen denge sürecini başlatmak ve farkındalık düzeyimizi arttırmak. Biz ne kadar karanlığın içine sürüklenen düşüncelerimizin farkında olursak yani bilinmeyeni ne kadar kucaklarsak korkularımızla yüzleşir ve karanlıkta ki tüm alanımızı açığa çıkarmak için evrensel tüm yasalarla uyum içinde çalışmaya başlarız.

Şimdiler de bize gereken duygu, düşünce tamamen ruh, beden, zihin üçlüsü üzerine gitmek için kocaman cesaret.

Tünelin sonunda ki ışık parlıyor. Farkında olun…

Bilinç, Zihnimizin düşünen yargılayan, karar veren, mantık yürüten bölümüdür. Yani şu anda farkında olduğumuz her şey bilincimizdir.

Bilinçaltı ise anne karnında var olduğumuz andan itibaren farkında olmadığımız arzu, istek, dürtü ve duyguların depolandığı, bunlara bağlı olarak da programların yazıldığı alışkanlıklarımızın, davranış kalıplarımızın, inançlarımızın yer aldığı zihin bölümümüzdür. 

BİLİNÇALTININ ASLINDA ASLİ GÖREVİ BİZİ KORUMAKTIR..

Gücünüzü elinize alın ve cesaretinizi toplayın..

“Sen değişirsen; dünya değişir. Kendini yeniden sen olmak için inşa ederken, geçmişten bugüne duygularında ne kadar ustalaştığını fark et. Bundan sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Şimdi zamanı geldi ve ustalığını bir adım öteye taşıma vakti.”

Haydi durma…

Yaradan’a, en güzele emanetsiniz, hoşça kalın..

Işıltınıza sahip çıkın ve daimi ışıkta kalın..

Sevgimle,

Aşk OLsun, Şifa OLsun