Elin İngiliz’inin Atası her ne kadar ‘Ucuz mal alacak kadar zengin değilim’ dese de bizim Atalarımız, anlayana daha ne daha net söylemiş:

‘Ucuz etin yahnisi olmaz’

Bu söze sabahın erken saatlerinde takıldım.  Nerede derseniz kısa adı BİM olan, Birleşik Mağazalar A.Ş.’de.

Herkesin koşa koşa olmasa da ilk gittiği yerlerde.

Reyonlarındaki mallara karşı marka takıntınız yoksa güvenerek alabilirsiniz.  Markalı ürünler kadar iyi değiller ama gözünü kandırmak, dilini kandırmak,  canınızı kandırmak için yeter.

Asıl sorun, koca mağazada az kişinin çalışması, bazı reyonlarda son kullanma tarihi geçmiş ürünlerin bulunması.

Dikkat etmezseniz vay halinize.

Kasaya geldiğinizde ise sizi çok gülmeyen, hatta hiç gülmeyen, 5 dakika önce reyon düzeltmesi yapan, 10 dakika önce paspas yapan, 20 dakika sonra muhasebe işine girecek olan birisi karşılayacaktır.

Oraya geldiğinize göre çok muhtaç insansınız hissini edindiği için, ‘İster al, ister alma. İster ye, ister yeme. Sana gülmek zorunda değilim’ diyen kasiyerin, ‘Poşet ister misiniz?’ sözü ise ‘Poşet alacak paran var mı?’ dercesine aşağılayıcı.

Müşterinin birisinin kasada,  önümdeki sırada yaşadığı olay ise tam bir içler acısı.

Kadın evin temel ihtiyaçlarını almışken, çocukları için de,  çikolata, bisküvi vb. birçok şeyi de elindeki sepete doldurarak kasaya gelmişti.

Kasadaki kadın, sepette sayısal olarak çok olan malları tek tek sepetten almak yerine, sepeti tepe aşağı yaptı ve bütün malzemeleri kazanın önüne döktü.

Biz şaşırdık, müşterinin tepkisi ise hiç gecikmedi.

‘Onları çocuklarım yiyecek.  Döktüğünüz şeylerin hepsi kırıldı. Bu nasıl bir şey.’ Dedi.

Kasa önünde bekleyenlerden de, kasiyerin bu tavrına benzer tepkiler geldi.  Kasadaki görevli, bitpazarında değil, bir mağazada çalıştığının farkında değildi.

Kasadaki görevli, karşısında az parası da olsa, müşterinin olduğunu farkında değildi.

Ona göre, BİM’e gelen zaten ikinci sınıf vatandaş. Öyle hizmetten anlamazdı.

Pişkin kasiyer, müşterinin söylediklerini duymamazlıktan gelip, döktüğü malların barkodunu okuma işine girdi.

Bir iki tane girdiğinde malların sahibi müşteri, ‘Onları almaktan vazgeçtim’ dedi ve çekip gitti.

Onu seyreden bizler de. Aldığımız bütün malları kasaya koyup oradan çıktık.

Kasa görevlisi mallarımızı bırakıp gittiğimizde ne ders aldı bilemem.

Ama biz dersimizi net aldık.

‘Ucuz Etin Yahnisi Olmaz’