Dün Elazığ’da olan deprem, birkaç gün önce Akhisar da olan deprem, derken deprem ülkesinde olduğumuzu unutan insan zekâsı.

Deprem öldürmüyor, binalar öldürüyor tezinin doğrulayan görüntüler.

Altı katlı bina kâğıttan kule gibi çöküyor, hemen dibindeki 3 katlı, 4 katlı binalar yerinde duruyor.

Oturduğumuz evin ne derece sağlam olduğunu sorgulatan görüntü.

Biz vatandaşlar olarak sorguluyoruz da, binamızın sağlam olduğunu teyit edecek basit bir mekanizma, sosyal bir hizmet neden verilemiyor ayrı bir konu.

Türkiye’nin deprem bölgesi olduğu gerçeğini, karda, kışta, soğukta evinde oturmaktan başka çaresi olmayan vatandaşlar mı düşünmek zorunda?

Bu konuda artık daha iyi çalışmalar, daha iyi denetimler ve daha sağlıklı kontroller yapılmalı.

Elazığ’da deprem olduktan sonra bir depremden daha çok ilgimi ne çekti derseniz, haber kanalları dışında yayın yapan Türkiye’nin TV Ekranları.

Sanki Türkiye’de deprem olmamış, sanki Türkiye’de herkesi korku sarmamış,  sanki Türkiye’de Elazığ’da yaşayanlar dışında herkesin keyfiyerindeymiş gibi yayınlarına devam etmeleri.
Mesela

TRT 
Payitaht Abdülhamit

ATV 
Hercai 

Kanal D
Arka Sokaklar 

Show
Zemheri

TV8 
Doğduğun Ev Kaderindir

FOX 
Kızım ve Ben dizisi akışı bozmadan devam ediyordu.

Sanki o kanallar Türkiye’de değiller, Türkiye’den yayın yapmıyorlar ve Elazığ’daki depremden bi haberler.

Haber kanallarından gerektiği kadar takip ediyoruz da, bu kanallardan da Türkiye yüreğini tutmuş, yaralılar için, enkaz altındakiler için dua ederken, hangi dizi onların ilgisini çekebilir ki?

Ya da hangi insanoğlu, Elazığ’da birileri can derdine düşmüşken, enkaz altındayken, sokaktayken, bana diyerek o dizileri izleyerek hayatına devam ediyor olabilir ki?

Acımız, acımız olduğu sürece insansız!