İzmir depreminin yaralarını sarmaya başladığımız şu günlerde, daha büyük deprem tartışması, İzmir depremi tartışması da gündemin yeni ve uzun vadeli konusu oldu.

Ama asıl konuyu kaçırmamıza neden olmaması lazım.

O da İzmir’deki belediyelerin birlik ve beraberlik içinde deprem bölgelerindeki yoğun çalışmalarına.

Depremin en büyük etkisi Bayraklı Belediyesi bölgesinde oldu, Bornova Belediyesi’nin de kısmen zarar gördüğü merkezi bir deprem oldu ama İzmir’deki bütün belediyeler çok ama çok güzel bir örnek çalışma yaptılar.

Depremin ilk gününden itibaren bütün belediyeler depremin yıkıcı etkisi olan alanlarda her şeyiyle var oldular.

Ellerindeki imkânları, ilçelerindeki insanların sunduklarını deprem bölgesine yağdırdılar.

Depremde ölen insan sayısından çok ama çok daha fazla insan zarar gördü, mağdur oldu.

Evlerine giremeyen yüzlerce insan çadırlara yerleşmek zorunda kaldılar.

İşte o çadırlarda kalan insanlara uzanan el belediyelerden geldi.

Çorba yapan, su veren, yemek veren, battaniye veren,  kıyafet veren belediyeler bunlarla yetinmediler ve bir de ev kampanyaları başlattılar.

Bütün ve birlik içinde gerçekleşen bu çalışmaların başlarında olan İzmirli belediyelerin her bir başkanını canı gönülden kutluyorum.

Gerçek İzmirli olduklarını, gerçek belediye başkanı olduklarını bu dönemde gösterdiler.

Belediyelerin yol, kaldırım, park ve bahçe yapan bir kurum olduğunu düşünenlere iyi de bir örnek oldular.

Güçlü yerel yönetimlerin, güçlü belediyeler böylesi afetlerde yaraların sarılmasında, iyileştirme çalışmalarında önemli unsur olduğu belli oldu.

Yerelde güçlü yönetimlerin, mutlu şehirlerin oluşmasında ne denli önemli olduğunu gösterdi.

Başarı alkışı İzmirli belediyelere, onların başkanlarına.