Banu Pirinçcioğlu
KEYFİMİN YASAKLARI
Yasak nedir?
Sözlük anlamına bakarsak " birşeyin yapılmasına karşı konulan yasal veya yasal olmayan engel".
Yasal olan yasakların bir anlamı var evet. Birşey yasaklanmışsa ve bu yasağa karşı çıkılıyorsa kanuni bir yaptırım gelmesi normaldir. Beklenen birşeydir.
Yasal bir yaptırımı yoksa komiktir. Birisi canı istediği için birşeye yasak koymuş ve uyulmasını beklemiştir. Peki bu şahsın koyduğu yasağa uyulmadığında ne olmaktadır?
Yanıt veriyorum, hiçbirşey.
Gerçi yasal olan yasakta da birşey olduğunu görmedim.
Örneğin vapur iskelesi dış tarafına yazılmış levhalar var, sigara içilmesi yasaktır diyor. Ama tam da orada herkes sigara içiyor.
Güvenliğe söylüyorsunuz, uyarıyoruz sadece başka birşey yapamıyoruz diyor.
Polisi aramanız lazım diyor. Komik olduğu kadar acıklı bir durum.
Laf olsun yasakları...
Gelelim yasal olmayan keyfi yasaklara.
Canı istemiş, yönettiği apartmanın bahçesine köpek girmesini yasaklamış. Giriyorsun ve haydi cezamı ver diyorsun. Öyle ya, yasaksa ben bir yaptırım beklerim. Yasağı delmişim, bir ceza almam gerekli.
Bekliyorsun, ceza vermeye gelen yok. Keyfi yasak.
Benim oturduğum yer de böyle. Askeriye gibi. Yönetmeliği okursan askeri lojmana girdim sanıyorsun.
Onlarca yasak listesi var. Olmalı da elbette. Binlerce kişinin yaşadığı yerde kurallar muhakkak olmalı. Ama bir de yaptırım olmalı.
Apartman girişinin camı mesela asılan uyarılardan görünmüyor.
Onu yapmak yasaktır, bunu yapmak yasaktır, izinsiz tadilat yapamazsın, çivi çakamazsın, kapıya ayakkabı bırakamazsın. Böyle devam ediyor liste.
Bir arkadaşım yeni taşındığında gri renkte panjur yaptırdığı için dava açıldı mesela. Renk genele uygun değilmiş bahanesi. Oysa kafanı kaldırıp şöyle bir bakıyorsun, panjurların geneli renk demeye bin şahit isteyen renklerde. Bej desem değil, beyaz hiç değil. Balkonların yarısı kapalı yarısı açık. Kapalı olanların bir kısmı kahverengi, bir kısmı beyaz. Aralarında demirli olanlar var, demirsiz olanlar. Yani bakarsan bir düzen nizam yok. Ama panjur gri olunca göze batıyor.
Değişik yaklaşımlar.
Şimdi mesela kapıya ayakkabı bırakmak yasak diyor ama şöyle bir bakıyorsun katlara, kapı önleri mescit gibi. Ayakkabıdan geçilmiyor. Yasaktı hani, nerde yaptırım? Yok elbette. Çünkü yasal bir cezası yok. En fazla alır toplarsın ayakkabıları. O zaman da hırsızlıktan dava ederler seni. Neresinden tutsan olmuyor yani.
Çocuk parkındaki oyuncakları deli bağlar gibi bağlamışlar. Hafta içinde serbest ama hafta sonu bağlılar. Bu da virüsle ilgili bir yasak. Hani hafta içinde yaşamayıp sadece hafta sonunda canlanıp yayılan virüsümüz.
Anlamı olmayan yaptırımsız yasaklar.
Ki ben yasakları canı gönülden destekleyen biriyim.
Ama ben cezasız yasakların bir işe yaramadığını bildiğimden anlamsız bulurum.
Ancak konulan yasağın da bir mantığı olmak zorunda. Keyfim istedi yasakladım yasakları değil.
Mantık olmalı yasak içerisinde. Mesela bir apartmanın inci gibi bir görüntüsü varsa, o görseli bozmamak için pembe panjur yasaklarsın.
Benim okulum ağır disiplinli bir okuldu. Okulun bütün binalarının girişinde öğrenci birlikleri veya müdür muavinleri nöbet tutardı. Mazallah saçın örgüsüz geldiysen uyarı alırdın. Bir kaç uyarıdan sonra da disipline.
Bu mesela mantıksız yasak. Saçı örmenin veya örmemenin derslerle ne ilgisi var ki?
Saçı açık olanın dersi anlamadığını hangi bilim ispatlamış?
Mantıksız yasağı destekleyemem bu yüzden.
Keyfim istedi yasakları...
Apartmanımın bahçesindeki sigara izmaritlerini görünce ağlamak istiyorum. Medeniyetsizliğimizden sıkılmadık mı hala?
Çimlere sigaranı atma derim ben demesine ama sigara içecek yaşa gelmiş insana bunu söylemekten ben utanırım.
Bakın mesela iki tabela yan yana.
Trajikomik bir görüntü.
Birinde diyor ki, ortamı lütfen temiz tutun, bulduğunuz gibi bırakın. Kibarca rica ediyor.
Hemen yanındaki tabelada ise kızıyor. İçki içemezsin yasak diyor, cıs diyor. Tasmasız da evcil hayvan olmaz diyor, yasak.
Bir içersen, iki köpeğini tasmasız bırakırsan ceza keserim diyor. Yani öyle san istiyor. Çünkü yaptırımı yok yine.
Bu arada merak ediyorum. Etrafı kirletmek neden yasak değil? Kirletene rica var, içene yasak.
Kendimizle çelişmesek, saçmalamasak olacak bu iş. Biraz mantık lazım sadece, biraz bilinç.
Keyfim istedi yasakladım değil yani.