Ne Suriyeliymiş arkadaş!

İnsanın bazen yazası geldiği gibi, bazen de feryat edesi gelir ya işte onlardan birisi.

‘Suriyeli!’

Türkiye Cumhuriyeti’nin içinde hangi milletten ne kadar insan var bilemem. Ama turist olarak sayarsak yüzlerce, turist olarak değil; Türkiye’de yaşamayı tercih edenler olarak sayarsak yine yüzlerce.

Antalya’nın en güzel sahiline sahip ilçesi olan Alanya’ya gidin, neredeyse her iki evden birisinde ya Alman oturuyor, ya İngiliz, ya Rus!

Paralarıyla oturuyorlar, paralarıyla yaşıyorlar, Türkiye’ye para kazandırıyorlar.

Bolu’nun en güzel ormanlık alanlarına gidin, ormanların içindeki mera alanlarında, dağların yamaçlarında, dağ evlerinde ya Suudi oturuyor, ya Katarlı, ya Yemenli!

Paralarıyla oturuyorlar, paralarıyla yaşıyorlar, Türkiye’ye para kazandırıyorlar.

Bugünlerde komşu ülkelerden gelenlerle ilgili her olumsuz gelişmeyi takmış vaziyetteyiz.

Otobüsler dolu gelse Suriyeliler dolduruyor diyecek kadar!

İçmeye çay bulamasak Suriyeliler bitirdi diyecek kadar!

Allah’tan Güney komşu ülkelerden, Irak’taki savaştan dolayı savaştan, ölümden kaçıp Türkiye’ye göç edenler olmadı.

Olmadı ama göç edemeyenler bugün terör örgütlerinin kullandığı birer maşa oldular.

Suriyeliler ise tam olarak tartışma konumuz olmasa bile, tartışmamızın ana öznesi oldular.

Emekli maaşı geç yatsa Suriyeliler’e gitti paralar!

Ekmeğe zam gelse Suriyeliler çok ekmek yiyor!

Hastanede biraz beklense, az ücret ödense Suriyelilere her şey bedava veriliyor ondan!

Ben de bu ülkede yaşıyorum ama niye sizden farklı görüyorum anlamıyorum.

Yanında çalışacak maaşlı, sigortalı eleman bulmakta zorluk çeken esnaf, işi az bilen, işi öğrenebilen Suriyeli gençleri çalıştırmayı tercih ediyor.

Bugün işyerlerinin arka planda, insan yüzü görmeyen alanda çalışanlarına bakın, bakamazsınız çünkü onlar insan yüzü görmeden çalışırlar; hepsi Suriyeli!

Ondan da vazgeçtik, iki tekerlekli, üç tekerlekli el arabası, bel arabasıyla o çöp senin, bu çöp senin kağıt, plastik, cam toplayanlara bakın; ekseriyeti Suriyeli!

Türkiye’de Suriyeli var ama emin olun sizin kadar rahat yaşayamıyorlar. Üstelik bizim insanımızdan olanlar gibi dilenmiyorlar!

Çalışmaya çalışıyorlar, kazanmaya çalışıyorlar, yaşamaya çalışıyorlar.

Bunu neye benzetiyorum biliyor musunuz?

Almanya’ya, Fransa’ya, İngiltere’ye, Amerika’ya vb. ülkelere giden Türklerin burada her türlü işte çalışmaya başladığı dönemlerde bir kısım insanların, Türklerin bedava yaşadığı, devlete yük olduğu, toplumun kültür ve zengin yapısını bozduğu iddiasıyla istenmemesine.

‘İğneyi kendine batır, sonra çuvaldızını başkasına’ diyen atasözümüzü unutmayalım.

Birincisi dünyanın neresinde olursa olsun, savaş mağduru, ölümden kaçan, yaşayabilmek için yaşam alanına girenlere sahip çıkmak temel insanlık görevimizdir.

İkincisi dünyanın neresinde olursa olsun, emeğiyle çalışan, emek vererek çalışan insanların kazandıkları sonuna kadar hakkıdır, helaldir!

Çok duyduğum bu konuya bugün niye yazma gereği duydum derseniz; Bornova Anadolu Lisesi’nin bahçesinde Anaokulu yapılması projesinin, ‘Suriyeliler için özel okul yapılıyor’ diye kamuoyuna yansıtılmasının ardından yaşanan o nefret söyleminden.

Nereli olduğunuzun bir önemi yok, nerede yaşadığınızın da.

İnsan olduğumuzu unutmayalım yeterli!

Vesselam!

152976-001.jpg

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.