Türkiye’de ticaretle uğraşan çok büyük bir kesim var. Bu kesim, sözlük anlamı, kazanç gereğiyle yürütülen her türlü alım satım etkinliğini yani ticaretini yapar. Hem kendi kazanır, hem de ülke ekonomisine katkı da bulunur.

Hal böyle iken, bir de dünyada yaşanan korona virüsü salgını var.

Ticaret durma noktasına gelmese de, birçok işyeri kapalı kalmak zorunda. Salgınla mücadele anlamında, insanların hastalanmaması anlamında, ölmemeleri anlamında.

Sağlık Bakanlığı Bilim kurulu, salgınla mücadele edebilmek için zaman zaman toplanıp, bir takım fikirler ve kararlar alıyorlar.

Bu kararlar Sağlık Bakanlığı Bilim kurulundan çıkınca da, başlıca görevi devletin varlığının temeli olan insanları korumak olan devletin yönetimini yapanlar da, milleti korumak için bir takım kısıtlamalar ve tedbirleri alıyorlar.

İşte bu tedbirlerden birisi de, kafeterya ve restoranların kapalı olması, sadece al götür gibi ve evlere servis olayına izin verilmesi oldu.

Ancak gel görelim ki, kendisini ne ticaret sahibi, ne kafeterya, ne de restoran işletmecisi gibi görmeyen İzmir’in en büyük AVM Mağazası Optimum, yasakların konulduğu günün akşamı yaptığı uygulama ile insanları şok etti, yerel yöneticileri çıldırttı.

Optimum AVM’nin içinde kafeteryalar, restoranlar sanki başka bir şeymiş gibi, İzmir’in tamamında kapalı olan kafeterya ve restoranlara inat çalışmaya, masalar kurmaya ve masaya yiyecek, içecek vermeye devam etti.

Önce kısıtlamaları sağlığı için destekleyen vatandaş tepkisini verdi, sonra vatandaşı düşünerek dükkânını kapatan esnaf.

Optimum AVM içinde esnafın bu tavrından birinci derece sorumlu olan şüphesiz Optimum AVM yönetimidir.

Devletin iradesini tanımayan, bilim insanlarının önerilerini dikkate almayan, insan sağlığını hiçe sayan Optimum AVM’nin sosyal medya üzerinden hızla yayılan o skandal, karar tanımayan tutumuna karşı vatandaşların tepkileri de çığ gibi büyüdü.

Kaymakamlık harekete geçti ve polisler eşliğinde,  Optimum AVM’de bulunan sandalyeler toplatıldı. İdari ve adli işlemler uygulandı.

Şimdi o AVM yöneticileri, yaz ayları geldiğinde, birçok reklam ve kampanya yapacak ya, İzmirlileri oraya toplamak ve para kazanmak için.

İşte o zaman bu kararlara uymamasının bedelini İzmirli, oraya gitmeyerek gösterecektir.

Benim sağlığımı düşünmeyenin ben de ekonomisini düşünmem diyecektir.

Ne kadar ekmek, o kadar köfte!